Pazartesi, Mayıs 03, 2010

11. sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Özet

İÇİNDEKİLER
UNITE I
METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI

Metinlerin Sınıflandırılması

UNİTE II

ÖGRETICI METİNLER
1.Mektup
2.Günlük (Günce)
3.Anı (Hatıra)
4.Biyografi (Hayat Hikâyesi), Otobiyografi
5.Gezi Yazısı (Seyahatname)
6.Sohbet (Söyleşi)
7.Haber Yazıları
8.Fıkra
9.Deneme
10.Makale
11.Eleştiri (Tenkit)

ÜNITE III
SÖZLÜ ANLATIM
Röportaj
Mülakat (Görüşme)
Söylev (Hitabet, Nutuk)










ÜNITE I
METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI
BU B**ÜMÜN AMAÇLARI
Bu ünitenin sonunda;
Metinleri sınıflandıracak,
Ögretici metinlerin özelliklerini belirleyecek,
Sanat metinlerinin özelliklerini kavrayacak,
Ögretici metinler ile sanat metinleri arasındaki farkları ögreneceksiniz.
NASIL ÇALISMALIYIZ?
Bilmediğiniz sözcük ve kavramların anlamlarını sözlüğe bakmadan önce metinden tahmin ediniz. Daha sonra sözcüklerin açıklamasını okuyun.
Örnek metni veya metin parçasını dikkatlice okuyup anlatılmak istenen duygu ve düşünceleri kavramaya çalisiniz.
Konu içinde size yöneltilen soruları yanıtlayınız.
Uyarıları dikkatle okuyun, gerekiyorsa yazınız.
Yazar, eser adını ve önemli kavramları yazarak çalisiniz.
İncelediğiniz metin türü ile ilgili başka yazıları da okuyarak ögrendiginiz bilgileri değerlendiriniz.
Daha geniş bilgi için ansiklopediden, edebiyat tarihinden ve İnternet'ten yararlanınız.



METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI
Metinler gerçeklikle ilişkileri, anlatım biçimleri, işlevleri ve yazılış amaçlarına göre öncelikle sanat metinleri ve ögretici metinler olarak iki gruba ayrılır.

I.SANAT METİNLERİ
Sanat metinleri, gerçeklerin sanatçının hayal, duygu ve düşünce dünyasında yeniden yorumlanması ve şekillenmesiyle meydana gelir.
Sanat metinlerine edebî metinler de denir.
Bu metinlerde estetik ön plandadır.
Sezdirmek ve hissettirmek esastır.
Her okunduğunda yeniden yorumlanmaya açıktır.
Edebiyat biliminin içerisinde yer alır.






Sanat metinleri kendi içerisinde:
A. Şiir (coşku ve heyecanı dile getiren metinler)
B. Olay çevresinde oluşan edebî metinler olarak iki gruba ayrılır.
A. Şiir (coşku ve heyecanı dile getiren metinler): Duyguları, izlenimleri,
coşkuları dilsel bir anlatım içinde ve özellikle dizeler hâlindeki ritimlerle, uyumlarla ve
imgelerle açıklayan metinlerdir.
B. Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler:
-Kurmacanın (hayal ürünü) imkânlarından yararlanır.
-Yoruma dayanır.
-Bir olay örgüsü vardır.
-Olay örgüsü hayalî olarak düzenlenir.
-Kişi, zaman, mekân gibi ögeler yer alır.
-İnsana özgü soyut durumlar somutlaştırılır.
Olay çevresinde oluşan edebî metinler:
1. Anlatmaya bağlı edebî metinler
2. Göstermeye bağlı edebî metinler olarak iki gruba ayrılır.
Anlatmaya bağlı edebî metinler ve göstermeye bağlı edebî metinler arasındaki en büyük fark; birisinin anlatmaya ve okumaya diğerinin ise göstermeye ve seyretmeye bağlı olmasıdır.
1. Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler
a. Destan
b. Masal
c. Halk hikâyesi
d. Mesnevi
e. Manzum hikâye
f. Hikâye
g. Roman
2. Göstermeye Bağlı Edebî Metinler;
a. Geleneksel Türk tiyatrosu
(Orta oyunu, Karagöz, köy tiyatrosu)
b. Modern Türk tiyatrosu
(komedi, dram, trajedi) olarak gruplara ayrılır.










II. ÖGRETICI METİNLER
Ögretici metinlerde amaç gerçeğin yeniden yorumlanması değil olduğu gibi anlatılmasıdır. Önemli olan okuyucuya bilgi vermek ya da bilgiyi paylaşmaktır. Bu nedenle ögre tici metinlerde ifadeler açık ve nettir. Her okunduğunda farklı yorumlanmaz.
Ögretici metinler;
Tarihî metinler (tarihî konuları anlatan ve belgelere dayanan metinler)
Felsefî metinler ( felsefî konuları anlatan metinler)
Bilimsel metinler (bilimsel gelişmeleri anlatan metinler)
Gazete çevresinde gelişen metinler (makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri, haber yazısı, röportaj vb.)
Kişisel hayatı konu alan metinler (anı, mektup, günlük, gezi yazısı, biyografi, oto biyografi vb.) olarak gruplandırılır.
Bu ögretici metinler içerisinde edebiyatın ilgilendiği edebî metin türleri "gazete çevresinde gelişen metinler" ve "kişisel hayatı konu alan metinler" içerisinde yer almaktadır.
II.ÜNITE
ÖGRETICI METİNLER
Mektup
Günlük (Günce)
Anı (Hatıra)
Biyografi (Hayat Hikâyesi), Otobiyografi
Gezi Yazısı (Seyahatname)
Sohbet (Söyleşi)
Haber Yazıları
Fıkra
Deneme
Makale
Eleştiri (Tenkit)
BU B**ÜMÜN AMAÇLARI
Bu üniteyi bitirdiğinizde;
Mektup türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Günlüğün (günce) özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Anı (hatıra) türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Biyografi (hayat hikâyesi), otobiyografi türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Gezi yazısının (seyahatname) özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Sohbet (söyleşi) türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Haber yazılarının özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Fıkra türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Deneme türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Makale türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacak,
Eleştiri (tenkit) türünün özelliklerini belirleyecek ve bu türde metin oluşturacaksınız
NASIL ÇALISMALIYIZ?
Bilmediğiniz sözcük ve kavramların anlamlarını sözlüğe bakmadan önce metinden tahmin ediniz. Daha sonra sözcüklerin açıklamasını okuyunuz.
Örnek metni veya metin parçasını dikkatlice okuyup anlatılmak istenen duygu ve düşünceleri kavramaya çalisiniz.
Konu içinde size yöneltilen soruları yanıtlayınız.
Uyarıları dikkatle okuyunuz, gerekiyorsa yazınız.
Yazar adını, eser adını ve önemli kavramları yazarak çalisiniz.
İncelediğiniz metin türü ile ilgili başka yazıları da okuyarak ögrendiginiz bilgileri değerlendiriniz.
Daha geniş bilgi için ansiklopediden, edebiyat tarihinden ve İnternet'ten yararlanınız.
1. MEKTUP
1. Tanımı
Bir haberi, dileği veya duyguyu bir başkasına iletmek için yazılmış yazıya mektup denir.
Mektup en eski haberleşme araçlarından biridir. Günümüzde uygarlığın gelişmesi ile haberleşme araçları oldukça çesitlenmistir: gazete, dergi, televizyon, bilgisayar, belgegeçer, İnternet...
Mektup, yazının bulunduğu tarihe kadar çikabilen en eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler, Mısır firavunlarının (M Ö 14-15. yüzyıllar) ve Hititlerin mektuplarıdır.
2. Özellikleri
Bir edebiyat türü olarak mektup günümüzde, iletişimdeki hızlı teknik gelişmelere karşin kişinin iç dünyasını yansıtması ve düşüncelerin paylaşimı nedeniyle yerini korumaktadır. Mektup türü dört ana gruba ayrılır:
Özel mektuplar
Edebî mektuplar
İş mektupları
Resmî mektuplar
1-Özel Mektuplar
Birbirlerini tanıyan kişilerin duygu ve düşüncelerini paylaşmak için birbirlerine gönderdikleri mektuplardır. Mektuplaşan kişiler arasındaki samimiyet, özel mektupların değerini artırır. Özel mektuplar her konuda yazılabilir, o nedenle konuları çok çesitlidir. Ancak konularda güncellik ağır basar.
Anlatımında içtenlik ve rahatlık vardır. Hitaplarda da içten ifadelere yer verilir. Bahsedilen konuya göre, mektup yazan kişinin üslubu değişir. Sanatçıların, devlet adamlarının, düşünürlerin özel mektupları yayınlandığında bizler için önemli belgeler olabilir.
Özel mektupları, konularına göre alt başlıklar hâlinde adlandırmak da mümkündür:
Aile mektupları veya sağlık mektupları (eşe, dosta, yakın akrabaya yazılanlar),
Tebrik mektupları (herhangi bir başarı, nikâh, nişan, düğün, bayram, yılbaşi gibi sebeplerle yazılanlar),
Teşekkür mektupları (iyilik veya yardım görme gibi sebeplerle yazılanlar),
Davet mektupları (davetiyeler, nişan, düğün, gezi vs. sebeplerle yazılanlar),
Taziye mektupları,
Özür mektupları vs.
Bu türdeki mektupların gizliliği vardır ve bu gizlilik kanunla korunmuştur.
2-Edebî Mektuplar
Edebiyatçıların birbirlerine ya da dostlarına yazdıkları sanatsal değer taşiyan mektuplardır.
Edebî mektuplar, dil ve anlatım açısından sanat değeri taşir. Örnek bir dil ve anlatım kullanılır.
Edebî mektuplar belge niteliği taşidıklarından önemlidirler. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür.
Tanınmış yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını ve eserleri tartışırlar.
3-İş Mektupları
Endüstri, iş ve ticaret alanlarında ya da iş yerleriyle kişiler arasında yazılan mektuplardır. Bu mektuplarda içtenlik aranmaz. İstenilen, açıkça ve anlaşilır bir dille belirtilir. Açıklayıcı anlatım türü tercih edilir.
1. Mektup kâğıdı temiz ve çizgisiz olmalıdır.
2. Mektupların mürekkepli kalemle ya da bilgisayarla yazılmasına özen gösterilmelidir.
3. Mektup kâğıdının sağ üst kısmına yazıldığı yer ve tarih konulmalıdır.
4. Mektup, yazıldığı kişiye uygun bir seslenişle başlamalı ve seslenişten sonra virgül
işareti konulmalıdır.
Mektupta karalamalar yapılmamalı ve yazım kurallarına uyulmalıdır.
Selam ve saygı sözleri sonuç bölümünde yer almalı, selâm, saygı ve teşekkürlerde aşirılığa kaçılmamalıdır.
7. Mektup bitince sağ alt köşesi imzalanmalıdır.
8. Anlatılacak konu kesin ve açık bir dille ifade dilmeli; cümleler kısa olmalıdır.
9. Sözcüklerin kısaltmaları kullanılmamalı; yanlış anlama gelecek sözlere yer verilmemelidir.
4-Resmî Mektuplar
Devlet dairelerinin kendi aralarında veya kişilerle devlet daireleri arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda, konunun uzunluğuna göre tam veya yarım sayfa boyutunda çizgisiz, beyaz kâğıtlar kullanılır. Konu dışında ayrıntılara ve özel isteklere yer verilmez. Konu en açık ve yalın biçimde ele alınır.
Resmî mektuplar, biçim yönüyle iş mektuplarına benzer. Resmî mektuplar; başlık, metin ve son kısım diye üç bölüme ayrılır.
Başlıkta gönderen makam, dosya numarası, tarih, konu, adres ve ilgiler bulunur.
Metin kısmında, doğrudan doğruya işle ilgili konudan söz edilir.
Son kısımda ise üst makam yetkilisi alt makamdakine yazıyorsa yazıyı "rica ederim", alt makamdaki üst makamdakine yazıyorsa "bilgilerinize saygıyla sunarım" veya "arz ederim" şeklinde ifadeler yazar.
Hiçbir saygı kelimesi kullanılmaz. Sağ tarafa imza atılır. İmzanın altına yazıyı imzalayanın adı ve soyadı yazılır (soyadı büyük harflerle). Bunun altına makam adı, küçük harflerle yazılır, gerekirse kısaltma kullanılabilir.



MEKTUP PLANI


Sesleniş, Tarih

(Giriş)…………………………………………………………… ………………………………
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
(Gelişme) ……………………………………………………………………………… ……………
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..



(Sonuç)…………………………………………………………… ……………………………
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..
……………………………………………………………………………… …………………..


Adres
İmza
Adı Soyadı




Girişte, mektubun yazılma nedeni açıklanır.
Gelişmede, duygu ve düşünceler anlatılır.
Sonuçta, iyi dilekler belirtilir.





Dilekçe
Dilekçe, bir isteği bildirmek, bir şikâyeti duyurmak veya herhangi bir konuda bilgi vermek amacıyla resmî veya özel kurumlara/kuruluşlara yazılan resmî yazıdır.

Dilekçe, herkesin zaman zaman yazmak zorunda kalabileceği bir mektup türüdür.
Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
Dilekçe metni genellikle kısa olur. Ancak bazı özel durumlarda kâğıdın ön yüzü yeterli olmazsa kâğıdın arka yüzüne yazılmaz ikinci bir kâğıt kullanılır.
Konular kısa ve öz olarak belirtilir. Gereksiz ayrıntılara yer verilmez.
Dilekçe bilgisayarla, daktiloyla veya mavi ya da siyah mürekkepli dolma kalemle yazılır. Tükenmez kalemle veya kurşun kalemle dilekçe yazılmaz.
Dilekçe metni, sayfaya güzel bir kompozisyonla yerleştirilir (Yukarıda kâğıdın dörtte biri kadar, sol tarafta en az 3 cm ve sağ tarafta 1 cm boşluk bırakılmalıdır.).
Anlatımın yalın ve duru olmasına özen gösterilir.
Dilekçe, hangi kuruma veriliyorsa bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehir adı yazılır.
Dilekçeye sorunla ilgilenecek kuruma veya makama hitapla başlanır. Hitaplar kurumun idari yapısına uygun olmalı ve eksiksiz yazılmalıdır: Ankara Valiliğine, Açıköğretim Lisesi Müdürlüğüne, Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne gibi.
Daha sonra konunun belirlendiği metin bölümüne geçilir. Bu bir şikâyet dilekçesiyse, şikâyet sağlam kanıtlara dayandırılır. Eğer iş isteme dilekçesiyse, ögrenim durumu, yaş, kısa bir öz geçmiş, kurumca aranan seçkin nitelikler açık seçik belirtilir.
Dilekçe bitiminde sağ alt köşeye adı ve soyadı yazılır, imzalanır. Tarih, isim ve imzanın bir satır üstünde yer alır.
Sol alt köşeye adres yazılıdır.
Dilekçe imzalandıktan sonra sol tarafa açık adres bildirilir. Dilekçeyle birlikte varsa verilen ekler, adresi yazdıktan sonra ekler başlığı altında numara verilerek sıralanır. Evrakın kaybolmaması için (varsa) ekler mutlaka belirtilir.
Bir dilekçede sadece bir kişinin imzası bulunur ve imzasız dilekçeler geçersiz sayılır.










Örnek Dilekçe
T.C.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
AÇIK ÖGRETIM LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜNE


28-29 Ocak 2006 tarihinde yapılan 2005-2006 eğitim ögretim yılı birinci dönem sınavları sonunda Açık Ögretim Lisesinden mezun oldum.
Diplomam düzenlenene kadar, mezun olduğumu gösterir mezuniyet belgesinin tarafıma gönderilmesini arz ederim.


Adres:
Ihlamur Çiçegi Apartmanı 10 Mart 2006
S Blok, 12/4 Kanarya Sokak İmza
Batıkent / Ankara İbrahim Erdem SAYDIM

Ekler
Nüfus cüzdanı fotokopisi (1 adet),
Ögrenci kimlik kartı fotokopisi (1 adet).






















Dil Bilgisi
Ses Düşmesi
Kimi sözcüklerin çekimlenisinde veya türeyişinde bir sesin düştüğü görülür.
Örnekler:
çevirilmek - çevrilmek
savurulmak - savrulmak
göğüs - göğsü
boyun - boynu
seyir etmek - seyretmek
kayıp olmak - kaybolmak
emir etmek - emretmek

Kimi birleşik sözcüklerin oluşumunda bir hece veya ses düşmesi meydana gelir.
kahve altı - kahvaltı
sütlü aş - sütlaç
2.GÜNLÜK (GÜNCE)
1. Tanımı
Bir kişinin duygu, düşünce ve gözlemlerini günü gününe yazdığı yazılardır.
2. Özellikleri
Yazıldığı günün tarihini taşir.
Yazılanlar inandırıcı olur.
Anlatılanlar içtenlikle ifade edilir.
Kişisel ve özeldir.
Günlüklerde yaşanan ve görülenlerle, yazıda anlatılanlar arasında zaman farkı söz konusu değildir.
Günlükler okuyucu düşünülerek değil, yazan kişinin yazmak istedikleriyle meydana gelir.
Dil Bilgisi
Ses Türemesi
Kimi sözcüklerde, sözcük yapım eki alırken, pekiştirilirken veya birleşik sözcük oluşturulurken bir ya da birden çok sesin türemesidir

Sesli Türemesine Örnekler:
Fikr-fikir Zikr-zikir Hükm- hüküm
Sessiz Türemesine Örnekler:

Af-affetme red-reddetmek


3. ANI (HATIRA)
1. Tanımı
Bir yazarın içinde yaşadığı ya da tanık olduğu olayları anlattığı yazı türüne anı (hatıra) denir.
Anılar genellikle hangi olaylardan yola çikilarak yazılır?
Anılar genellikle onları yazan kişinin de rol aldığı gerçek olaylara dayalı yazılardır. Bu yüzden anlatımı birinci kişinin ağzından yapılır.
2. Özellikleri
Yaşanmış olayları konu alır anı yazıları. Tarihsel gerçeklerin ögrenilmesine katkı yapan anılar, tarihçilere yol gösterir.
Anı yazıları ögretici ve bilgi vericidir.
Anı yazarı, anlattıklarını kanıtlama, belgelerle ifade etmek zorunda değildir.
Anı yazarı, gördüklerini ve duyduklarını aradan uzun yıllar geçtikten sonra yazdığı için bellek yanılmalarını önlemek amacıyla mektuplardan, o dönemle ilgili yazılardan ve görgü tanıklarından yararlanabilir.
Niçin tanınmış kişilerin yazdığı anılar önemli sayılır?
Tanınmış sanat, düşünce, bilim, spor ve siyaset adamlarının anıları onların yaşamlarını ve dönemlerini aydınlatması yönünden oldukça önemli belgelerdir. Anılar siyasi, edebî, askerî ve sosyal içerik taşiyabilir.
Anının kesiştiği başka yazı türleri de vardır. Bunlar günlük, otobiyografi, gezi yazısı gibi yazılardır.
Günlük ile anı arasındaki fark nedir?
Günlük günü gününe yazılır. Anı ise geçmişe yöneliktir, olaylar yaşandıktan sonra kaleme alınır. Günlüklerde öznellik ağır basar.
Dil Bilgisi
Ses Benzeşmesi (Sert Sessizlerin Benzeşmesi)
Dilimizdeki; c,d,g ünsüzleriyle başlayan eklerin sert ünsüzlerle (f,s,t,k,ç,ş,p,h) biten sözcüklere eklendiklerinde; ç,t,k ünsüzlerine dönüşmesidir.
Yanlış - Doğru
sınıf-da - sınıf-ta
tarih-den - tarih-ten
çiçek-ci - çiçek-çi
kes-gin - kes-kin
kaç-dı - kaç-tı
dolap-dan - dolaptan
Birleşik sözcüklerde bu kuralın aranmaması gerekir.
Örnekler: Akdeniz-üçgen-akciğer
4. BİYOGRAFİ (HAYAT HİKÂYESİ), OTOBİYOGRAFİ
1. Tanımı
Sanatta, edebiyatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (hayat hikâyesi) denir.
Biyografi daha çok kimler hakkında kaleme alınır?
Biyografi, yaşamlarıyla okurların ilgisini çekebilecek kişiler hakkında kaleme alınır daha çok.
Biyografi yazan, anlatacağı kişiyi bütün yönleriyle tanıtmalıdır.
Biyografinin tarihe, edebiyata ve eleştiriye büyük katkıları vardır.
Otobiyografi ile monografi arasında fark var mıdır?
Bir kimsenin yaşam öyküsünü kendisinin yazmasıyla oluşan eserlere otobiyografi denir.
Bilimsel bir konuyu veya bir kimsenin yaşamını, kişiliğini, eserlerini ayrıntılı olarak inceleyen eserlere monografi denir.
2. Özellikleri
Biyografi yazma, çok ayrıntılı bir ön çalismayi gerektirir. Hayat hikâyesi yazılacak kişinin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından, yakınlarındaki insanların izlenimlerinden yararlanılır.
Biyografi yazıları, öyküleyici anlatımla yazılır.
Biyografisi yazılan kişinin;
Doğum tarihi ve yeri,
Çocuklugu,
Ögrenimi,
Ailesi ve yetişmesi,
Meslek yaşamı,
Yetişmesinde etkili olan kişi ve olaylar,
Kişiliği ve karakteri,
Çevresinde bıraktığı izlenimler,
Hizmetleri,
Eserleri,
Kendinden sonraki kişilere etkileri vb. üzerinde ayrıntılı durulması gerekir.
Biyografi yazılırken aşağıdaki kaynaklardan yararlanılır:
Biyografisi yazılacak kişinin eserleri, röportajları, söyleşileri vb.
Hakkındaki yazılar, hatıralar, kitaplar vb.
Ansiklopediler, İnternet'in ilgili siteleri, diğer biyografiler
Kişinin yaşayan yakınları, arkadaşları ve meslektaşları
Belgeler ve fotoğraflar vb.
Dünyada biyografinin ilk büyük yazarı, eski Yunan edebiyatçısı Plutarkhos (Pulutarkos)'tur.
Edebiyatımızda biyografilere eskiden tercüme-i hâl denirdi. Klâsik (Divan) edebiyattaki şairlerin yaşamlarını anlatan tezkireler de biyografi örnekleri arasında sayılır.

Dil Bilgisi
Ünsüz Yumuşaması (Sert Sessizlerin Yumuşaması)
Bir sözcük "p, ç, t, k" harflerinden biri ile bitiyorsa ünlü ile başlayan bir ek aldığında bu harflerin yumuşayarak "b, c, d, g" harflerine dönüştüğünü hatırlayınız.
Örnekler:
Ocak- ocağı
Yurt- yurdum
Sevinç- sevinci
dolap- dolab
sokak- sokağı

p, ç, t, k harfleriyle biten her sözcük, ünlü ile başlayan bir ek aldığında b, c, d, g harflerine dönüşmez.
Örnekler:
Suç-suçu
dost-dostu
sat- satılmak
yak- yakıcı
geç-geçer
5. GEZİ YAZISI (SEYAHATNAME)
1. Tanımı
Bir kişinin gezip gördüğü yerlerden edindiği izlenimleri, bilgileri aktardığı yazılara gezi yazısı denir.
Eskiden geziye çikmayi uğraş edinmiş kimselere gezgin (seyyah), gezi yazılarına da seyahatname adı verilirdi.
Gezi yazılarında amaç; yurt içinde ya da yurt dışında gezilip görülen yerlere ilişkin bilgi vermek, o yerlerin güzelliklerini, görülmeye değer yanlarını, insanların yaşayış biçimlerini tanıtmaktır. Gezi yazılarını okuyan kimseler anlatılan yerler hakkında bilgi sahibi olur.
Gezi yazıları; tarih, coğrafya, toplum bilimi, hukuk, folklor için de bilgi kaynağıdır. Ünlü gezginlerin seyahatnameleri, insanlar ve ülkeler hakkında önemli bilgiler verirler.
2. Özellikleri
Gezi yazıları, insanoğlunun yaşadığı yerlerin dışındaki yerleri görme merakından doğmuştur.
Gezi yazılarında anlatılanlar hayal ürünü değil, gerçektir. Gezilip görülen yerler gerçekte olduğu gibi anlatılır.
Yabancı terimler ve kavramlar açıklanarak akıcı, anlaşilır bir dil kullanılmalıdır. Okuyucunun kolay bilgi edinmesi için karşilaştırmalar yapılır.
Gezi yazısında, okuyucu için sıradan olanların ilgi çekici olanlara yer verilmelidir. Gezi yazısı kaleme alacak olan kişinin halkın yaşayışını, gelenek ve göreneklerini, doğa güzelliklerini, anlatabilmesi için çok iyi gözlem yapması gerekir.
Yazarın seçiciliği önemlidir.
Görülen yerin kültür, tabiat zenginlikleri, tarihî özellikleri ve yaşama biçimi hakkında okuyucuya bilgi verilir.Gezi yazılarında tanımlama, betimleme ve açıklamadan yararlanılır.
Dil Bilgisi
Ses Daralması
"a,e" ile biten bir fiilin (eylem) sonuna -yor eki geldiğinde "a,e" harfleri daralıp "ı, i, u, ü" harflerine dönüşür. Bu olaya ses daralması denildiğini hatırlayınız.
Örnekler:


Yanlış
Doğru

gelme-yor
gelmiyor

seve-yor
seviyor

yazma-yor
yazmıyor

gülme-yor
gülmüyor

bulma-yor
bulmuyor

söyle-yor
söylüyor


6. SOHBET (SÖYLEŞI)
1. Tanımı
Konuşup, görüşme anl***** gelir. Makale planıyla, bir söyleşi havası içinde
yazarın kişisel görüş ve düşüncelerini anlattığı yazılara sohbet (söyleşi) denir.
2. Özellikleri
Bir kimse ile konuşur gibi yazılır.
Anlatım, samimî konuşma şeklinde olur.
Günlük sanat olaylarını ve genel konuları ele alır.
Yazarın nükteleri ve içtenliği anlatılanları çekici hâle getirir.
Dil Bilgisi
Ek Olan "-ki" ve Bağlaç Olan "ki"nin Yazımı
Ek olan "-ki"nin sözcüğe birleşik yazılıp ünlü uyumları kurallarına uymadığını; bağlaç olan "ki"nin sözcük olduğu için ayrı yazıldığını hatırlayınız.
Örnekler:
İçindeki kıvılcımın farkına vardı.
Sokaktaki adamda kendini gördü.
Benim basketbol topum bahçede, seninki nerede?
Bana bunları söylemek istedi ki kendini tutamadı. O kadar ki anlatmakla bitiremez. Senin söylediklerini o fark edemez ki.
"dünkü, bugünkü" sözcüklerinin dışında -ki eki ünlü uyumlarına uymaz.
"sokaktaki" sözcüğünde olduğu gibi.
"hâlbuki, sanki, mademki" gibi birkaç örnekte "ki" bağlacı sözcüğe birleşik yazılır.
Ek Olan "-de" ve Bağlaç Olan "de"nin Yazımı
Ek olan "-de"nin sözcüğe birleşik yazıldığını; bağlaç olan "de"nin sözcük olduğu için ayrı yazıldığını hatırlayınız.
Örnekler:
Kalbimde yas var dese de yüzü hep gülüyor, kimseyi inandıramıyordu.
Yağmurda ıslandık.
Ayakta durmak ona zor geldi.
Sizin de bizim gibi düşündüğünüzü sanıyordum. Söylediği sözlere de şaşirdı, yaptığı hareketlere de. Gidip de dönmemek var, gelip de görmemek var.
"-de" bağlacı ünsüz benzeşmesi kuralına uyar "-te, -ta" şeklinde kullanılır.
"Ayakta" sözcüğünde olduğu gibi. Bağlaç olan "de" için böyle bir durum söz konusu değildir. Her zaman "de, da" olarak kullanılır.
Soru Edatı "mi"nin Yazımı
Soru edatı olan "mi" kendisinden önce gelen sözcükten ayrı yazılır. Çünkü cümlede bağımsız bir sözcük olarak değerlendirilir. Kendisinden sonra gelen eklerle de birleşik yazılır.
Örnekler:
Konuşsaydı onu anlar mıydım?
Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr?
Söyledikleri yalan mı?
7. HABER YAZILARI
1. Tanımı
Toplumda veya tabiatta meydana gelen çesitli olay, durum ve görünümle ilgili bilgi ve duyurulara haber denir. Bu haberlerin halka duyurulması amacıyla hazırlanan yazılara da haber yazıları denir.
Haber kaynakları üçe ayrılır:
Resmî haberler : En etkili kişilerden ögrenilir.
Özel haberler : Halk arasındaki olayların halk tarafından muhabirlere bildirilmesiyle elde edilir.
Ajans haberleri : Dünya olaylarını toplayıp her yana bildiren kurumların verdikleri haberlerdir.
Haber yazıları konularına göre;
Siyasal haber yazıları,
Sanatla ilgili haberler yazıları,
Ekonomiyle ilgili haber yazıları,
Bilimsel ve teknik haber yazıları,
Sosyal haber yazıları,
Spor haber yazıları olmak üzere gruplandırılabilir.
2. Özellikleri
Haber yazılarının günlük ve önemli olması gerekir.
Haberler doğru olmalıdır.
Kolay anlaşilır; akıcı, açık ve duru olmalıdır.
Haber yazıları toplumun büyük bir kısmını ilgilendirmelidir.
Yazan kişi anlattıkları karşisında tarafsız kalmalı, yorumdan kaçınmalıdır.
Yanlış anlaşilmalara yer verecek cümlelerden kaçınılmalıdır.
Anlatılanlar ilgi çekici olmalıdır.

5N 1K (ne, niçin, nasıl, nerede, ne zaman, kim) ifadesi haber yazıları oluşturmada önemlidir. Haber yazıları, 5N lK'da yer alan sorulara verilen cevaplarla genişler.
Dil Bilgisi
Noktalama İşaretleri
Nokta (.)
a. Cümle sonunda yer alır.
Teslime'nin İbrahim Erdem'i sevdiğini biliyorum.
b. Kısaltmalarda kullanılır.
vb. , T.C. , Prof. Dr.
TBMM, TDK, MEB, AB, TÜBİTAK gibi kısaltmalarda nokta işareti kullanılmaz.
c. Sayılarda sırayı belirtir.
I. Dünya Savaşi, IV. Murat, 10. ögrenci
d. Tarih yazımında kullanılır.
10.03.2005
Virgül (,)
a. Eş görevli sözcük, sözcük grupları ve cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Matematik, fen, fizik, biyoloji gibi sayısal derslere ilgi duydu.
b. Cümle içindeki ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır.
Beklenmedik bir anda, bunu bilmeliydik, çikip geldi.
c. Hitap sözcüğünden sonra kullanılır.
Sevgili dostum, yine kalbini kırdım değil mi?
d. "evet, hayır, yok" gibi sözcüklerden sonra kullanılır.
Evet, bu sözleri duymak beni gerçekten mutlu etti.
e. Cümlede özellikle vurgulanması gereken sözcükten sonra kullanılır.
Cem, Semih'e bu sözleri söylemiş olamaz.

Noktalı Virgül (
a. Bağlı cümleleri ayırmak için kullanılır.
Kitaplar kısa sürede okunur; raflara yerleştirilir.
b. Virgülle sıralanmış grupları ayırmak için kullanılır.
Yaban, Çalikusu, Ateşten Gömlek roman; Yüz Akı, Diyet hikâye; Hemşirem İçin şiirdir.
c. "ama, fakat" gibi iki cümleyi birbirine bağlayan edatlardan önce kullanılır.
Bugün Ankara'ya yağmur yağmış; ama biz görmedik.
İki Nokta (
a. Örneklerden önce kullanılır.
Kişi zamirleri şunlardır: ben, sen, o, biz, siz, onlar.
b. Açıklaması yapılacak cümlenin sonunda kullanılır.
Mutluluklarını gölgeleyen bir şey vardı: Ayrılık.
c. Konuşma metinlerinde konuşan kişilerden sonra kullanılır.
Babam:
Hoş geldiniz. Mustafa:
Teşekkür ederim.
Örnekler ve açıklamalar dışında iki nokta işaretinden sonra büyük harfle başlanır.

Üç Nokta (...)
a. Bitmemiş, yarım kalmış cümlenin sonunda kullanılır.
Ümit Can'ın da söyleyecek sözleri vardı ki...
b. Söylenmek istenmeyen söz yerine kullanılır.
Sonunda G... ile görüşüp bir yarışma düzenlenmesine karar verildi.
c. Alıntılarda atlanan yerleri göstermek için kullanılır.
“…
kitaplarını masanın üzerine bırakıp pencerenin yanında duran sandalyeyi getirdi. Yavaşça oturup kimseye selam vermedi."
Soru İşareti (?)
a. Soru anlamı taşiyan cümlelerden sonra kullanılır.
Bu sorunun cevabını biliyor musunuz?
b. Cümle içerisinde bilinmeyin bir ifade, yer, tarih vb. için kullanılır.
Muhsin Efendi, 1412 - ? yılları arasında Horasan'da yaşadı.

Ünlem İşareti (!)
a. Heyecan ifade eden (sevinç, korku, hayret, acı vb.) sözcük ve cümlelerden sonra
kullanılır.
"İmdat!" diye bir ses işitti.
b. İfadeye alay anlamı katmak için kullanılır.
Bu yıl çok ders çalisacak (!) Derslerinin hepsinden yüksek notlar alacakmış (!)
c. Hitaplarda kullanılır.
Ey Türk Gençliği!
Tırnak İşareti (" ")
a. Başkasına ait aktarılan sözler tırnak işareti içerisinde gösterilir.
"Sen dinlenmeden iyileşemezsin." dedi.
b. Cümlede vurgulanmak istenen söz veya söz grupları tırnak işareti içerisinde gösterilir.
Bu sorunu çözmek için "Açık Ögretim Lisesi Müdürlüğüne" bir dilekçe yazınız.
Kesme İşareti (,)
a. Özel isimlere gelen çekim eklerinden önce kullanılır.
Aydın'ın mezuniyet törenine gidemedik.
b. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır.
AB'ye uyum süreci uzun zaman alacak.
c. Sayılardan sonra gelen ekleri ayırmak için kullanılır.
Okula 12'nci ögrenci olarak kaydoldum.
Özel isimlerden sonra gelen yapım eklerinden önce kesme işareti kullanılmaz.
İstanbullu örneginde olduğu gibi.
Konuşma Çizgisi (-)
Konuşma cümlelerinden önce kullanılır. Küçük kız elini uzattı:
Haydi tut.
Neden?
Barışmak için.
Birleştirme Çizgisi (-)
Cümle içerisindeki ara söz veya cümleleri ayırmak için kullanılır.
Görenler hayret ederdi. Arabasına kimse eski diyemezdi. Bu araba - dede yadigârı -onunla bütünleşmişti.

8. FIKRA
1. Tanımı
a. Gazetelerde; güncel, önemli, özelligi olan konuları belgelendirme gereği duymadan dşisel bir görüş olarak açıklayan kısa yazılardır.
b. Bir tür küçük hikâyedir. Olaya dayalı bir anlatımı vardır. Hayattan alınan gülünç olaylar ile soyut konular işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir. İnsanlar arasındaki çatismalar konu edilir.
.2. Özellikleri
Her konuda fıkra yazılabilir.
Güncel, siyasal, toplumsal sorunlarla ilgili yazılardır. Siyasal ve toplumsal olaylar anlatılırken belgelere, kanıtlara, aşirı ayrıntıya yer verilmez.
Geniş kitleyi ilgilendiren günlük olaylardan seçilmiş farklı konular ele alınır.
Düşünce ağırlıklıdır.
İddialı ve ispatlayıcı yönü çok yoktur.
Fıkra yazarı, geniş kitlelere seslendiği için dili kolay anlaşilır, açık ve durudur.

Dil Bilgisi
Anlam Kayması
Sözcüğün eski anlamını kaybederek yeni bir anlam kazanmasına anlam kayması denildiğini hatırlayınız.
Örnek:
"ucuz" sözcüğü eskiden "değersiz, kolay" anl***** gelen bir sözcükken zamanla anlam kaymasına uğramış ve bugünkü anlamını kazanmıştır.

Anlam Genişlemesi
Bir sözcüğün ifade ettiği anlamın dışına çikarak kapsamının genişlemesine anlam genişlemesi denildiğini hatırlayınız.
Örnek:
"ödül" sözcüğü dar anlamda yalnızca güreşte başarılı olanlara verileni karşilarken zamanla bütün başarılı durumlar için verileni karşilamak için kullanılan bir sözcük olmuştur.
Anlam Daralması
Bir sözcüğün pek çok anlamı varken bu anlamlardan bazılarını zamanla kaybetmesine anlam daralması denildiğini hatırlayınız.
Örnek:
"oğul" sözcüğü eskiden çocuklar için kullanılan bir söz iken zamanla yalnızca erkek çocuklari için kullanılan bir sözcük hâline gelmiştir. Artık kız çocuklar için " o ğul" sözcüğü kullanılmamaktadır. Sözcük bu anlamını kaybetmiş ve anlam daralmasına uğramıştır.



9. DENEME
1. Tanımı
Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini serbestçe anlattığı yazılara deneme denir.
Kendisinden önce benzeri yazılar yazılmış olmakla birlikte 16. yüzyılda deneme kavramını ilk kez kullanan Fransız yazarı Montaigne (Monteyn)'dir. Denemeler adını verdiği yazıları, bir edebiyat türünün adı olmakla kalmamış, benzerlerinin de yazılmasına yol açmıştır.
Denemenin Amacı;
Okuyucuyu düşünmeye yöneltmek,
Hayatın gerçeklerini ortaya koymak,
Kültür alanındaki değişme ve gelişmeleri fark ettirmek,
Birey-toplum ilişkisini dile getirmek vb.
Konularına ve Yazılış Amaçlarına Göre Denemeler;
Klasik deneme,
Edebî deneme,
Felsefî deneme,
Eleştirel deneme olmak üzere gruplandırılır.

2. Özellikleri
Denemede konu özgürce seçilir.
İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (yaşama, ölüm, aşk, sanat, felsefe, din, ahlâk, töre, bilim, siyaset vb.) denemenin konusu olabilir.
Deneme yazarı kendisiyle konuşur gibi yazar.
Dili doğru ve güzel kullanır.
Düşünce ufku geniş ve kendine özgü bilgi birikimine sahiptir.
Kendi duygularının dışında başkalarının düşüncelerine de saygı duyar.
Denemeci ele aldığı konuyu içtenlikle anlatır.
Denemeci, bayağı bir anlatıma inmeden terim ve felsefi kavramların ağırlığından uzak bir üslubu tercih eder.
Denemeci, denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak amacında değildir.
Deneme, herhangi bir konuda düşündürücü, ögretici, inandırıcı ve ufuk açıcıdır.
Deneme rahat okunan bir düşünce yazısıdır.
Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Deneme, makale ve eleştiriden bu yönüyle ayrılır.
Deneme yazarı birçok kaynaktan beslenir: Felsefî, sosyolojik, tarihî tema ve olayların yanında bilimsel veriler ve ünlü kişilerin özdeyisleri olabilir. Yine de denemeci seçtiği konuyu farklı bir yaklaşimla işler.
Deneme türünün en eski örneklerini "deneme" terimi daha kullanılmadan önce Eski Yunan ve Latin edebiyatlarında görmekteyiz: Bunlar; Epiktetos'un (Epiktetos) S ohbetler, Eflâtun'un (Eflâtun) Kimi Diyaloglar, Cicero'nun (Çiçero) Kimi Eserleri'dir.


Deneme türünün tarihsel gelişimi nasıl olmuştur?
Deneme türü özellikle Aydınlanma Çaginda (Rönesans) önemli bir gelişme göstermiş, daha sonra özellikle Romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak çagdas edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir.

Fransız edebiyatında bu türün kurucusu olan Montaigne, İngiliz edebiyatında Bacon (Beykın) önemli deneme yazarlarıdır.

Deneme türüne özellikle Cumhuriyet Döneminde yakın ilgi gösterilmiştir.
.
Dil Bilgisi
Eş Anlamlı Sözcükler
Yazılışları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denildiğini hatırlayınız.
Üzüntü- keder- dert
Beyaz- ak
Eş anlamlı sözcükler her zaman birbirlerinin yerine kullanılmaz.
Örnekler:
"başina dert açmak" deyiminde "baş" sözcüğünün yerine eş anlamlısı olan "kafa" sözcüğünü kullanarak "kafasına dert açmak" şeklinde olamaz.
"kara günler" yerine "siyah günler" denilemez. Eş Sesli Sözcükler
Yazılışları aynı anlamları farklı olan sözcüklere eş sesli sözcükler denildiğini hatırlayınız.
Örnekler:
Bir salkım üzüm için Minnet etmem asmaya Ben o yârdan vazgeçmem Götürseler asmaya
(asma: üzüm çubugu; asma: asılma eylemi) Karşit (Zıt) Anlamlı Sözcükler

Anlam bakımından birbirine karşit olan sözcüklere zıt anlamlı sözcükler denildiğini hatırlayınız.
Örnekler:
Az-çok ince-kalın uzun-kısa aydınlık-karanlık sessizlik-gürültü











10. MAKALE
1. Tanımı
Bir konuda bilgi verirken veya bir gerçeği savunurken, türlü kanıtlardan faydalanan, bunları bilimsel biçimde inceleyen gazete ve dergi yazılarına makale denir.
Gazetenin ilk sayfasının ilk sütununda çikan makaleye başmakale; yazarına da başyazar adı verilir.

Başmakalede, gazetenin tutumuna uygun fikirlerle günlük genel olaylar yer alır.
2. Özellikleri
Makalenin amacı, toplumu ilgilendiren bir düşünceyi geniş halk kitlelerine yaymaktır.
Makaleler, bilgi vermeye ve fikirleri açıklayıp kanıtlamaya çalisan yazılardır.
Temel ögesi düşüncedir.
Bir fikri açıklayıp kanıtlayarak zihinlere aşilamak için yazılır.

Makaleler her konuda yazılabilir (edebiyat ve sanat, sosyal, siyasal, askerlik, din ve ahlâk, tıp ve sağlık, spor, kültür, tarih vb.).
Makale türü, edebiyatımıza Tanzimat Döneminde gazete ile birlikte Batı'dan giren bir türdür. Düşünce yazıları içinde en ağırbaşlı ve en zor olan tür makaledir. Makalenin amacı bilgi vermektir ama bu bilgi ansiklopedik bilgilerden çok farklıdır. Ansiklopedik bilgide, tanıtma, açıklama, sıralama ve kendiliğinden kesinleşmiş olma özellikleri vardır. Oysa makalede kişilik sezinleten bir anlatım, bir yorum ve inandırma eğilimi, bir amaç vardır.
Bilim ve kültür alanında yazılan makaleler, sınırlı bir kültür kesimine ulaşmayı amaçladığından bu makalelerde daha bilimsel bir dil kullanılır.
Gazete ve dergilerdeki makalelerse, geniş halk kitlelerine ulaşmayı amaçladığından yazar, dilini daha açık, daha popüler ve daha anlaşilır bir düzeyde tutar, özel terimler kullanmaktan kaçınır.
Makale yazarı;
Kendi alanında geniş ve köklü bilgiye sahip olmalı,
Sorunlara tarafsız bir gözle bakmalı,
Dili iyi kullanmalı,
Genel kültürü geniş olmalıdır.


Deneme ile makale arasında ne fark vardır?
Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin sonuçlara bağlanmaz. Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin bir sonuca ulaşmak hedeflenir.






Dil Bilgisi
Sözcük Grupları
Deyimler
Genellikle gerçek anlamlarını kaybederek yeni anlam oluşturan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denildiğini hatırlayınız.


Aklına düşmek Bağrına taş basmak Ayakları yerden kesilmek İğne atsan yere düşmemek Kaçmaktan kovalamaya vakti olmamak

İkilemeler
Anlatımı daha güçlü ifade edebilmek için bir sözcüğün ya aynısını, ya yakın anlamlısını, ya karşit anlamlısını tekrar kullanarak oluşturulan söz öbegine ikileme denildiğini hatırlayınız.
Örnekler:
Beyaz beyaz tomurcuk Yalan yanlış konuşmalar İyi kötü günler

Biri anlamlı biri anlamsız iki sözcüğün de ikileme oluşturabileceğini unutmayınız.
Örnekler:
Yırtık pırtık elbise Çarpik çurpuk bacak

Tamlamalar
İsim tamlamaları ve sıfat tamlamaları da sözcük grupları içerisinde yer almaktadır.
Gülün rengi solmuş. (Belirtili isim tamlaması)
Evin içini çocuk sesleri doldurdu. (Belirtisiz isim tamlaması)
Köye asfalt yol yapıldı. (Takısız isim tamlaması)
Bilgisayarın klavyesinin tuşlarını temizledim. (Zincirleme isim tamlaması)
Keskin sirke küpüne zarar. (Sıfat tamlaması)
Edat Grubu
Edatlarla (için, ile, gibi, beri, üzere vb.) kurulan sözcük gruplarını örneklerle hatırlayınız.
Bu kitap, çocuklara göre değil. Onun kadar dürüst bir insan görmedim. Sabahtan beri ders çalisiyor. Bu mektup senin için yazıldı.
Ünlem Grubu
Ünlemlerle (ay, ey, eyvah, oh vb.) oluşan sözcük gruplarıdır. Örnekler:
Vay be! Bu sözleri o mu söyledi? Ey güzel İstanbul!

Unvan Grubu
Akrabalık sözcükleri ve bir kişinin unvanını bildiren sözcüklerle kurulan söz öbekleridir.
Sorunuza Hasan Bey cevap verecek.
Pakize Teyze, Didim'e tatile gitti.
Erzurumlu Emrah'ın bir şiiri okundu.
Çolak Salih neden çolak olduğunu anlatmak istemedi.
Unvan olan sözcük, bir kişinin mesleği, nereli olduğu, rütbesi veya kişiliği ile ilgili bir sözcük olabilir.

11. ELEŞTİRİ (TENKİT)
1. Tanımı
Bir eseri, sanatçıyı, dönemi veya okuyucuyu değerlendirmek amacıyla yazılan yazılara eleştiri denir.
Eleştiri yapan ve yazan kişiye de eleştirici, eleştirmen, eleştirmeci adı verilir.

2. Özellikleri
- Eleştiride eserin veya sanatçının gerçek değerinin belirtilmesi amaçlanır.
Eleştiri yapan kişi;
Geçmişin ve çaginin sanat olaylarını iyi bilmeli,
Geniş bilgi ve kültür birikimiyle..

11. sınıf Dil ve Anlatım Kitabı

sayfa 3
1. Soru : Bilimde siniflandirmaya niçin ihtiyaç duyulmustur?
Cevap : Bilgi alaninin genislemesi ile bilimde siniflandirmaya ihtiyaç duyulmustur. Bu siniflandirmayla konularin birbirine baglanmasi ve anlasilmasi kolaylasmistir.
2. Soru : Siniflandirma yapilirken nelere dikkat edilir?
Cevap : Siniflandirma yapilirken amaç konulari birbirine baglamak oldugu için konularin çesitli yönlerden benzer özelliklerine ve iliskilerine dikkat etmek gerekir.
3. Soru : Edebiyattaki "kurmaca" ve "gerçeklik"ten ne anliyorsunuz?
Cevap : Edebiyatta gerçeklik; somut olarak var olan bir durumun hiçbir müdahaleye ugramadan ifade edilmesidir. Kurmaca ise, bu ifadeye duygu ve hayallerin katilmasidir.
4. Soru : "Göstermeye bagli türler" ve "anlatmaya bagli türler" ifadeleri size neleri çagristiriyor?
Cevap : Göstermeye bagli türler, bir olay veya durumun sahnede canlandirilmasina, anlatmaya bagli türler de bu olay veya durumun yer, zaman, kisiler ve olay örgüsüne baglanilarak anlatilmasina dayanir.
5. Soru : Dil, günlük hayatta daha çok hangi islevde kullanilir?
Cevap : Dil günlük hayatta daha çok göndergesel islevde kullanilir.



sayfa 5

1. Yukaridaki metin "estetik zevk vermek" ya da "heyecan uyandirmak" için mi yoksa "bilgi vermek" için mi yazilmistir? Açiklayiniz.
Cevap : Verilen metin, yazarin lise yillarinda bulundugu Ankara ve çevresi hakkinda bilgi vermek amaciyla yazilmistir. Yani yazar yasadigi anilarini anlatmistir.
2. Metinde verilen bilgilerin dogrulugunun yada yanlisliginin kanitlanabilirligini açiklayiniz.
Cevap : Yazarin verdigi bilgileri belli bir yere ve zamana baglamasi bilgilerin kanitlanabilirligini ortaya koymustur.
3. Metinde anlatim türlerinden hangilerinin kullanildigini örnekle açiklayiniz.
Cevap : Metinde yazar, yasadiklarini anlatirken, öyküleyici anlatimdan, yasadigi çevreyi anlatirken betimleyici anlatimdan yararlanmistir.
"Yozgat'tan ayrildiktan 5 gün sonra kimi yerlerde kala kala... Pencereleri, yapinin genisligine oranla küçük ve..." gibi cümleler bunlara örnek olabilir.



sayfa 8

1. Yazar, "Miras Keçe" hikayesini okuyucuya bilgi fermek amaciyla mi yoksa okuyucuyu kendi kurdugu dünyaya çekmek amaciyla mi yazmistir?
Cevap : Yazari hikayeyi okuyucuyu kendi kurdugu dünyaya çekmek amaciyla yazmistir.
2. "Eski Ankara" ile "Miras Keçe" metinlerini ögreticilik ve sanatsal islevi yönünden karsilastiriniz.
Cevap : "Eski Ankara" metni bilgi vermek amaciyla yazilmis ögretici bir metin, "Miras Keçe" metni ise sanatsal islevi olan kurmaca bir metindir.
3. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinde kisi, zaman, mekan ve olaylarda degisiklik yapilip yapilamayacagini belirleyiniz. Belirlediginiz sonuçlar sizi ögretici ve sanatsal metinlerin hangi özelligine götürmektedir?
Cevap : Ögretici metinler gerçekligi oldugu gibi, degistirmeden verdigi için kisi, zaman, mekan ve olaylarda degisiklik yapilamaz. Kurmaca metinler ise var olan gerçeklige sanatçinin duygu ve hayallerini katmasiyla olustugu için bu unsurlarda degisiklik yapilabilir.
4. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinden hangisinde üslup kaygisi söz konusudur?
Cevap : "Miras Keçe" metni sanatsal bir metin oldugu için üslup kaygisi ön plandadir.
5. Dil, "Miras Keçe" metninde agirlikli olarak hangi islevinde kullanilmistir?
Cevap : "Miras Keçe" metninde dil agirlikli olarak göndergesel islevinde kullanilmistir.
6. "Miras Keçe" metninde hangi anlatim türleri kullanilmistir? Bu türlere örnekler veriniz.
Cevap : "Miras Keçe" metninde öyküleyici anlatim, cosku ve heyecana bagli anlatim türleri kullanilmistir.
"Sonra bir gün mutfakta çamasircinin küçük iskemlesi üzerinde gördüm. Orada dört kat edilip birakilmisti... Adeta bacak bak üstüne atmisti, gururlu bir hali vardi..." cümleleri bu türlere örnek verilebilir.
7. "Eski Ankara" ve "Miras Keçe" metinlerinin sorularina verdiginiz cevaplardan hareketle ögretici ve sanatsal metinlerin özelliklerini maddeler halinde yaziniz.
Cevap :
* Ögretici metinlerde amaç, okuyucuya bilgi vermektir.
* Sanatsal metinlerde amaç, yazarin okuyucuya kendi dünyasini yansitmak istemesidir.
* Ögretici metinlerde üslup kaygi ön planda degildir.
* Sanatsal metinlerde üslup kaygisi ön plandadir.
* Ögretici metinlerde dil göndergesel islevinde kullanilir.
* Sanatsal metinlerde de dil göndergesel islevinde kullanilir.



sayfa 11

3. Etkinlik Tablo
Sözlü Anlatim : Söylev, Konferans, Açik Oturum, Sempozyum, Forum, Münazara, Röportaj, Mülakat
Ögretici Metin : Mektup, günlük, ani, biyografi, gezi yazisi, sohbet, deneme, makale, elestiri, roman, hikaye
Göstermeye Bagli Metin : Tiyatro
Anlatmaya Bagli Metin : Hikaye, masal, fabl, fikra



Sayfa 11

3.Etkinlik tablo

Sözlü anlatim : söylev,konferans,açik oturum,sempozyum,forum,münazar a,röportaj ve mülakat

ögretici metin : mektup,günlük,ani,biyografi,ge zi yazisi,sohbet,deneme,makale,el estiri,roman ve hikaye.

Göstermeye bagli metin : Tiyatro

Anlatmaya bagli : Hikaye,masal,fabl,fikra



Sayfa 13
1)
*açiklayarak ifader eder....
*siirsel....
*göstermeye bagli ve anlatmaya bagli
*gerçek

2)
* D
* Y
* Y
* D
* D

3) D
4) E
5) soru hatali
6) D
7) B
8) A
9) C

Sayfa 16
Birinci soru
1.sanat
2.kurmaca

ikinci soru
d,d,y

3) A
4) D
5) D
6) E
7) C
8) D
9) E
10) bu soruda hatali
11) D
12) B
13) C
14) E
15) A

---------------------------------------------------------
sayfa 11 4. etkinlik iki buçuk hikayesinin devami kendi yazimimdir
esinlenerek yazmaniz daha iyi olur birebir kopya olmaz

iftara saatler kalmisti. karnimdaki sesler, sanciya dönüsmüstü. fakat biraz daha bekleyecektim. üzerinde siyah kahverengi palto olan adam soförle sohbete baslamisti. adam orta yaslardaydi iri göv**** ve yüzü parlakti. adam muhtemelen babamin yasindaydi. aralarinda hararetli bir konu konusuyorlardi ki; soför yolu birakmis adama laf yetistiriyordu. dolmus, balatalarin sert çigliklariyla ani bir fren yapti. az kalsin kirmiziyi geçecekti.

dolmus lambanin yesile dönmesini beklerken yoldan karsiya kosar adimlarla geçen bir kiz, gazeteye sarili pideyi evine götürüyordu. birden pidelerin kokusunu sindim içime. yesil yandi dolmus yola devam ediyordu.dolmusun içi okadar kalabalikti ki bana sanki koyun sürüsünü animsatiyordu.herkes ölü gibiydi bunun sebebi açik ve netti , oruç.

birden dolmusun “dur!” ikazi belirlendi. soför bos duraga dogru ilerledi. arkada bir ayaklanma baslamisti. dolmusun yarisi bu durakta inecege benziyordu. onlar indigi gibi ben de bosalan dolmusta öne dogru ilerleyecektim. yolcular inmisti. soför dolmusun kapilarini kapatti ve yoluna devam etti. derken arkadan bagirislar yankilandi. herkes kafasini çevirmis neler oluyor diye arkaya bakti. ses, dolmusa yetismeye çalisan bir kadindan geliyordu. kadin tum gücüyle dolmusa dogru kosturuyordu. kadinin simasi bana yabanci gelmemisti. neyse dolmus durdu ve kadin içeri girdi. kadin arkaya dogru ilerlerken “hasan!” diye saskinligini belli etti. bizim arka mahalledeki komusu aysun idi bu.inmeme de az kalmisti.aysun ile koyu bir muhabbetten sonra isi sebebiyle benden önce inmisti.ben ise düsünceleyidim.

bu sefer kararliydim. ne pahasina olursa olsun paranin üstünü almaliydim. hedefime gerçeklestirmeye az bir süre kalmisti.
bu arada dolmus derin bir çukura girdi. ne hikmettir ki tekerlegin patlayacagi tutmustu. dolmusun sag arka lastigi patlamisti. herkes öfkeliydi.çünkü iftar saatine çok az kalmisti.kimsenin dayanacak gücü kalmamisti sanki

sinirlenen birkaç yolcu soföre kizginligini belli ederek dolmustan indiler. soför bu arada hattaki diger arkadasini ariyordu.bende paramin üstünü almak için firsat kolluyordum. sirasi gelmisken soföre paramin üstünü vermesini istedim. “ne kadar vermistin ****kanli?!” dedi. “10 lira” dedim. efendi bir sekilde. “1 Lira ancak çikar ****kanli !” dedi. sasirmistim ve öfkelenmistim. Eger arkadaslarimi beklersen paranin üstünü veririm dedi. simdi de sanki hiç isim yokmus gibi soförün arkadasinin bekleyecektim.

birkaç dakika sonra beyaz bir dolmus, kipirdamaz hale gelmis dolmusumuzun yanina durdu. bizim dolmusa göre bir hayli bos olan diger dolmusun arkasinda “yollarin Kartali” yaziyordu. soförlerin arasinda geçen kisa konusmadan sonra yeni soförümüz bizi dolmusuna çagirdi. yolcular yeni dolmusa bindi. ama soför tekrar ücret istiyordu. ya sicak pideyi unutup eve gidecektim ya da eminönü’ne kadar yürümeyi kabul edecektim.

karnimda çalan zilin sesini dinledim ve bir an önce iftara yetismek için kartal’a dogru yola koyuldum. en sonunda apartmanima gelmistim. vime uzanan merdivenleri tirmanirken paramin dolmuslarda helak olduguna üzüldüm.


Sayfa 21.

geçmiste mektubun önemi büyüktü. Çünkü mektup tek iletisim araciydi. Insanlar sadece mektupla birbirlerine haber verebiliyor sadece mektupla birbirlerinden haber alabiliyorlardi. Bu nedenle geçmiste mektubun önemi büyüktü. Ancak günümüzde mektubun önemi ve yeri kalmamistir. Mektubun yerini kisa msj e-posta gibi teknolojik iletisim araçlari almistir.
2. bir is basvurusu yapmak ya da resmi makamlardan bir talepte bulunmak için dilekçe yazariz
3. kisa msj e-posta yoluyla gönderilen iletiler mektubun islevini yerine geirmektedir.
4. Mektup kisiligimizin bir aynasidir. Saygimiz,sevgimiz,karakterimiz ,inancimiz,görüs ve düsüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansir.
Basit bir yazi türü gibi görülmesine ragmen mektubun da kendine özgü bir düzeni,bir disiplini,bir plani vardir.
3. etkinlik
Mektup, yazinin bulundugu tarihe kadar ortaya çikmis eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler; Misir firavunlarinin diplomatik mektuplari (MÖ 15. - 14. yüz yillari) ile Hitit krallarinin Hattusa (Bogazköy) arsivinde bulunan mektuplaridir. Bati edebiyatinda mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatinda görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatinda gelisip yayginlasmistir. Bu alanda yazanlarin basinda Cicero (MÖ 106 - 43) gelir. Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çesitli ülkelerde bu türün yayginlastigi görülür. Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelisme göstermistir. Mektup türünün Türk edebiyatinda epey uzun bir geçmisi vardir. Münseatlarda (Nesir halindeki yazilari bir araya toplanmasindan meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara genis yer verilirdi. Sinasi’ nin öncülügünde baslayan düz anlatim akimi, mektuplarda da etkisini göstermis; Tanzimat’tan bu yana yazilan özel mektuplarda yapmaciksiz, dogal bir anlatim kullanilmistir.
Sayfa 23
1. Özel mektuplarin giris bölümünde mektubun yazilis amaci,
Gelisme bölümünde hakkinda bilgi ve ya istekleri
Sonuç bölümünde ise saygi sevgi içeren sözler bulunmaktadir.
2. Oguz Atay’in kizina yazdigi mektupta yazi ve imla kurallari günümüzde geçerliligini korumaktadir.
4. etkinlik
‘Seninle birlikte yaptigimiz seyahatler ne ****u ne güzeldi’
Cümlesinde seninle ve birlikte kelimeleri ayni anlamdadir birlikte kelimesi gereksizdir o yüzden anlatim bozuklugu vardir

SAYFA 26
1.Verilen mektup örnegi Türk Dil Kurumu’na bazi eserler istemek için yazilmistir.
2.Özel mektuplar; arkadaslar veya akrabalar arasinda haberlesmek için yazilir.Is mektuplari ise kisi ve kurumlar arasinda veya kurumlar arasinda siparis,satis gibi konularda yazilir.
3.Is mektuplarinda emredici anlatim kullanilmistir.
4.Özel mektuplarda içten ve samimi bir üslup varken ,is mektuplarinda ciddi bir üslup vardir.Bu yüzden is mektuplarinda kisa,açik ve somut bir anlatim vardir.

8.ETKINLIK
“Be**** posta havalesi ile hesabiniza gönderilmistir.” Cümlesinde tamlayan eksikliginden ve yanlis sözcük kullanimindan kaynaklanan anlatim bozuklugu vardir.Cümle “Eserlerin be**** posta havalesi ile hesabiniza yatirilmistir.”seklinde düzeltilebilir.


sayfa 27
1.dilekçelerde resmi bir üslup kullanilir gereksiz sözcükten ve süsten kaçinilir.
2. incelenen is mektubu ve dilekçe sekil özellikleri ve konu bakimindan birbirlerine benzemektedir.konu olarak da istek söz konusudur. ancak is mektubu kurumlar arasinda dilekçe kisi ile kurumlar arasinda yazilmistir.
9. etkinlik
erzurum büyüksehir belediyesine burs basvurusunda bulunmak üzere ögrenci belgesi düzenlenerek tarafima verilmesini istiyorum cümlesinde “bulunmak” yerine “kullanmak” olmalidir.
10. etkinlik
öyküleyici ve açiklayici anlatim kullanilmistir.
11.etkinlik
göndergesel islevde kullanlmistir

————————————————————–

Agabeyini affetti ve göreve devam etmesine izin verdi Ama dolmus soförlerinin sanki bunla bir derdi vardi Saygimiz,sevgimiz,karakterimiz ,inancimiz,görüs ve düsüncelerimiz hatta kültürümüz mektubumuza yansir Bu alanda yazanlarin basinda Cicero (MÖ 106 – 43) gelir Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelisme göstermistir sayfa 28
12, etkinlik kutularin hepsi isaretlencek!
13.etkinlik
özel mektup
özellikleri
akraba dost arkadas arasinda yazilir . içtenlik hakimdir belli kurallara göre yazilir

is mektuplari
özellikleri
özel kuruluslarin birbirie veya vatandaslara gönderdikleri mektuplardor ciddi bir anlatimi vardir belli kurallari vardir
dilekçe
özellikleri
bir istekte bulunmak bilgi vermek amaciyla kisilerin resmi mekanlara yazdigi mektuplardirkisa ve özanlatin ypilir belli bir plana göre yazilir

—————————————————————

30 31 ölçme degerlendirme

1-*mektup
*yazilis amaci -konudan
*arz -rica -arz ve rica
*özel-is-edebi mektup
2-*D
*D
*D
*Y
*Y
*D
*D
3-D
4-C
5-E
6-B
7-E
8-B
9-B

sayfa 29:
14. etkinlik :
ses düsmesine ugrayan kelimeler :isim-ismi___ogul-oglum___gögüs-gögsüne___resim-resmi (hepsinde ses düsmesinin nedeni ayni -Sözcügün ünlü ile baslayan ek almasi)

33 - 38 Arasi Burada.


Sayfa 33 Cevaplari

Hazirlik

1.bazi günler yazma ihtiyaci duyuyorum.Çünkü gördüklerimi ve yasadiklarimi birisiyle paylasmak istiyorum
2.Eski günler tekrar gözümde canlaniyor.

1.Etkinlik

Günlük örnegi

20 Kasim 1996

Yasar Nabi'lerde ikinci kez toplandik.Yazarin sorumlulugu sorunu görüsüldü saatlerce.Belki yirmi kisiydik.Konustuk,konustuk,kon ustuk,kendi kendimize.Varlik Yilligi'nda okurlar dinleyecek bu konusmalarimizi.Yazar sorumludur.Topluma karsi,kendine karsi.Iyi bütün ayrimlar,konusmalar bitti.Ama sonuç ne?Hava.Çok seylerden söz edildi.Sanatimizin toplumu astigindan,bu yüzden okunmadigindan.Toplumu asmak konusunda da saatlerce konustuk.Simdi aklima geliyor,bir soru var ortaya atilacak.Her yazarin,sanatçinin sorumlulugundan söz ediliyor.Ya,toplumun sanatçiya,edebiyatçiya karsi sorumu?Yok mu böyle sorumluluk?Devletin sorumlulugu?Tek tek bireyelerin sorumlulugu?Bunu unutuyoruz,varsa yoksa yazarin,sanatçinin sorumlulugu!...Hep biz mi duyacagiz bu sorumlulugu,hep biz mi sorumlulugun yükü altinda yasayacagiz?...Biraz da toplum bilse sorumlulugunu,topluma bildirilse onun da sorumlu olabilecegi....
(Oktay Akbal,Günlerde)

2.Etkinlik

Bu kisiden kisiye degistiginden sizin yapmaniz gerekiyor


3.Etkinlik

GÜNLÜK - Edebiyatimizda “günlük” terimini ilk kez Falih Rifki Atay kullanmistir. Kisaca günlük, bir kisinin düsüncelerini, duygu ve gözlemlerini günü gününe yazdigi ve o günün tarihini koydugu yazilardir. Günlük bir tür anidir. Ancak günlük günü gününe yazilir, ani ise olaylarin yasanmasindan sonra kaleme alinir. Bir edebiyat türü olarak asil kimligini 1940’tan sonra kazanmaya baslayan günlük türünün baslica özellikleri sunlardir:
Kisa yazilardir.
Olayi yasayan kisi tarafindan yazilir.
Yazarin hayatindan izler tasir.
Içten ve sevecendir.
Ruzname de denir.
Türün ünlüleri, Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioglu, Nurullah Ataç, Salah Birsel' dir.
Divan edebiyatindaki “vakayinameler” bir tür günlük sayilir.
Kimi roman ve hikâyelerde “günlük”, bir anlatim biçimi olarak kullanilabilir.
Anlatimda “iç konusma” tekniginden yararlanilir.
Sayfa 36

1-Yazarin basindan geçen olaylari anlatmasi.
2-Günlüklerde yasanma zamani ile yazilma zamani arasinda fark vardir.Olaylar genellikle o günün sonra günlüge aktarildigi için.
3-Yazar günlükleri okuyucu için yazmistir.
4-Günlükde anlatilanlar inandiricidir.Belli bir tarihi ve zamani vardir.Gerçekler,olan biten oldugu gibi öznel olarak anlatilir.
5-Kisisel dikkat önemlidir.
6-Öznel bir anlatim tarziyla gördüklerini oldugu gibi anlatmistir.
7-Gün boyunca basindan geçenleri anlatmak
8-Betimleyici anlatim kullanilmis.
9-Göndergesel islevde kullanilmistir.

4.Etkinlik

Günlük özellikleri;
Kisa yazilardir.
Olayi yasayan kisi tarafindan yazilir.
Yazarin hayatindan izler tasir.
Içten ve sevecendir.
Eski edebiyatimizdaki adi Ruzname'dir.
Sayfa 36..6.etkinlik;


akicilik;soylenisi hos olmayan rokfor gibi,sozcukler oldugu için fazla akici degildir..

duruluk-aciklik; duruluk;gereksiz sozcuklere ve cumlelere yer vermedigi için duru bir anlatim vardir..
aciklik;cümleler anlasilir oldugu ve fazla bir yabanci sozcuk olmadigi için anlatim aciktir..

yalinlik;cumleler kisa net oldugu ve soz sanatlarina fazla yer verilmedigi için anlatim yalindir...


SayFa 38

1.}bosluk doldurma
.günlük
.duygu ve düsüncelerin

2.} dogru-yanlis
.y
.d
.y
3.} nurullah ataç
4.}gözlemin pek öneminn olmamasi

sayfa 37
8.eTKINLIK

gerçek anlamli:ekmek,süt,köfte
metne kazandirdiklarI: Olayin gerçekten yasandigi

mecaz anlamli:bayilmak,atmak,ismarla mak, hava yapmak


metne kazandirdiklari:farkli kavramlari ve durumlari karsilayabilmek için kullanilmistir

--------------------------------------------------

sayfa 37

9.eTKINLIK

ses düsmesi:kayboldu, resmi, kahvalti

sebebi:ünlüyle basalyan ek almasi

ses türemesi:evde-y-im
hava-y-i

masa-y-i
radyo-s-u

sebebi:yardimci sese ihtiyaç olmasi

sayfa 37

anlama ve yorumlama

1>yazma aliskanligi gelisir kendini dah iyi tanir.
2>
3>eksik yönlerini görür rahatlar

40-49 Arasi

Hazirlik
2- Insanlar eski fotograflarina baktiklarinda genelde hüzünlenirler
3- Insanlar yasadiklari önemli anilari unutmamak, daha sonra hatirlamak amaciyla kayit altina alirlar
Inceleme
1- Ani metninin ortak özellikleri açik, sade, abartisiz, objektif anlatim
2- Incelenen anida anlatici ile yazar aynidir Çünkü ani yazarin kendi hayatidir
3- Incelenen anida anlatici konuyu birinici agizdan almistir Yani metinde kahraman anlatici vardir "Kus çalisti ben seyrettimAramamya basladim,"gibi cümleler
4-Anilarin sade, açik vede içten bir anlatimi vardir Olaylar abartilmadan yansitilir Ayrica anilar ögretici bir nitelik tasidiklari için objektif eserlerdir

4 Etkinlik
Ani yazarin anlattiklarini kanitlayabilmek için anlkattigi zamnala ilgili her türlü kaynaktan yararlanabilir

5 Etkinlik
Incelenenanida yazar çocuklugunda dogadaki bazi hayvanlar hakkinda ki gözlem ve izlenimlerini anlatmistir Yazar bunu yaparken kendi bilgi ve gözelemlerinden yararlanmistir Anilar bu yüzden objeektif oldukalri için yazildiklari dönemle ilgili belge niteligi tasir

5-Yazarin bilgi ve izlenimlerini dogrudan dogruya anlatmasi metne objektif ve inandiricilik katmistir
7- Metinde dil agirlikli olarak göndergesel islevde kullanilmistir

6 Etikinlik
Metinde geçen geçinmeki, yüregi vurmak, çekistirmek gibi mecaz nallmali sözcükler farkl durumlari karsilayabilmek için keullanilmistir

7 Etkinlik
Çagrisim ve duygu degeri insandan insana degistigi için bazi insanlara ormanyesili,
degirmen-bereketi,
yuva-aileyi,
agustos böcegi-tembelligi,
ses-dogayi,
agaç oksijeni çagiristirabilecegi gibi bazi insanlarda farkli farkli seyleri çagiristirabilir

8 Etkinlik
Verilen anida anlatici ilke aynidir Çünkü ani yazarin kendi hayatidir ve"ben" etrafinda anlatilir

9 Etkinlik
Ani türününü özellikleri
*anilarin ögretici yanlari vardir
*anilar ilgi çakici bilinir nitelikte olmalidir
*anlatici yazarin kendisidir
*objektif eserlerdir ve dönemle ilgili belge niteligi tasir
*yazar her türlü kaynaktan yararlanabilir

10 Etkinlik
Metinde geçen birgün ertesi yaz, biraz sonra, buraya gibi sözcükler yer-yön zaman zarfi olarak kullanilmistir Bu zarf metinde kanitlama ve amaçli kullanilmistir

12 Etkinlik
Ses Düsmesi
seyrettim
kivrilip
agzi

Ses türemesi olan kelimeler
baktikça
büyükçe
yüksekçe

Ses Benzesmesi olan kelimeler
vuruyor
birisi
anlamadim

Ses Düsemesinin sebebi: Iki heceden dar ünlü(i,i,u,ü)bulunan bazi sözcüklerünlü ile baslayan bir ek aldiginda iki ünlüde bu dar ünlü düser
Ses benzesmesinin Sebebi: Sonunda p,ç,t,k,f,h,s,s sert ünsüzleri bulunan bazi sözcükleri; c,d,g(g) yumusak ünsüzleriyle baslayan bir ek ladiginda bu c,d,g(g) sesleri sertleserek ç,t,k olur

13 Etkinlik
Günlükler yasanan olaylarin tarihi atilarak, günü gününe yazildigi bir türdür Anilar ise görünenelerin ve izlenimlerin arada zamna geçtikten sonra kaleme alindigi bir türdür Iki türde de içten samimi bir anlatim vardir Tema olrak yasanan olaylar islenir Objektif bir nalatimlario vardir Anilarin ögretici bir yazi varken günlükler okuyucu için yazilmaz

14 Etkinlik
Okunan ani metninde Atatürk'ün sanat ve sanatçi sevgisi dile getirilmeye çalisilmistir

17Etkinlik
Cümleleri hazirlarken anlamlarin ilghi çakici, ögretici bir tür oldugunu, yazarin ani yazarken objektif abartisiz olamasi gerektigini unutulmamalidir

**çme ve Degerlendirme
1) D-D_Y
2) A sikki
3) Magosa HatiralariNamik Kemal
Sehir MektuplariAhmet Rasim
Türk'ün atesle imtihaniHalide Edip Adivar
Bogaziçi Yalilari Abdülhak Sinasi Hisar
Edebiyatçilar Geçiyor Halit Fahri Ozansoy
Hac Yolunda Cenap Sehabeddin
Saray ve Ötesi Halit Ziya Usakligil
4) D sikki
5) D sikki
6) E sikki

Sayfa 51-60 Arasi Cevaplar

Sayfa 51
Hazirlik Çalismalari
Soru 5 : Tv , Gazete, Dergi, Internet
Soru 6: Bir hayat hikayesi yazmanin zorlugu ve yazarlara **rdigi önem.(bu yanlis olabilr

1.Etkinlik:
Insanlarin arastirma, ögrenme istekleri,ihtiyaçlarindan kaynaklanmaktadir.
3.Etkinlik:

Biyografi Ve Tarihsel gelisimi
Kendi alanlarinda ünlü olmus, siyaset adami, edebiyatçi, sporcu, bilim adami, ses, sinema, tiyatro sanatçisi, gazeteci, ticaret adami gibi kisilerin hayatlarini, neler yap-tiklarini, ülke ve dünya insanligina neler kazandirdiklarini, hayatlarinin önemli basarilarini ve dönüm noktalarini bütünüyle anlatan yazi ve kitaplara biyografi (yasamöyküsü) denir.

Bir kisinin hayatini ayrintili olarak veren kisisel biyografi kitaplari oldugu gibi, birden çok kisinin hayat hikâyelerini bir araya getiren genel biyografi eserleri de var-dir.

Örnegin antolojilerde, ansiklopedilerde, yilliklarda birden çok kisinin biyografileri çok kisa olarak ana hatlariyla verilir. Bu eserlerde ya da yazarin kitabinin arka kapaginda veya iç sayfasinda yer alan biyografiler genellikle kisadir. Ayrintilari atilmis daha çok dogum ölüm tarihleri, dogum yerleri, bitirdikleri okullar, çalistiklari isler, yazdiklari eserler ve önemli basarilari anilmakla yetinilir.

Her döneme, her meslege ve her millete ait kisilerin biyografilerini veren eserlere evrensel biyografi, bir millete ait kisilerin biyografilerini verenlere ulusal biyografi, bir bölgeye mensup kisilerin biyografilerinin toplandigi eserlere bölgesel biyografi, belli bir meslege mensup kisilerin yer aldigi eserlere meslekî biyografi, belli bir dönemde yasayanlarin hayat hikâyelerinin verildigi eserlere de dönem biyografisi denir. Dönem biyografisine çagdas insanlarin yer aldigi Who's Who? (Kim Kimdir?) adli eseri gösterebiliriz.

Biyografiler yazim teknigine göre de farkliliklar arz etmektedir. Bunlari kisaca söyle siniflandirabiliriz:
a. Bilimsel biyografi
Biyografik bilgileri kronolojik bir sira içerisinde, alt basliklar halinde, onun dönemi içindeki konumunu, getirdigi yenilikleri, gösterdigi basarilari, eserlerini, eserlerinin degisik özelliklerini elestirel bir tutumla, belgelere, arastirma ve incelemelere dayali olarak veren çalismalara bilimsel biyografi ya da biyografik monografi denir. Bu tür eserlerde kisinin dogumu, yetismesi, ögrenimi, çalisma hayati, türlerine göre eserleri, eserlerinin önemi, sekil ve muhteva özellikleri, basarilari, ödülleri ve baska özellikleri bölümler halinde verilir. Bilimsel biyografi türüne su örnekler verilebilir: Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret Devir-Sahsiyet-Eser (1971); Ismail Parlatir, Recaizade Mahmut Ekrem (1995); Ö.Faruk Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçin'in Hayati ve Edebî Eserleri Üzerinde Bir Arastirma (1984).

b. Biyografik roman
Roman, hikâye gibi tahkiye kurgusu içerisinde, olay anlatimi üslûbuyla kisiyi bir roman kahramani gibi olaylarin içindeki konumlariyla sunan eserlere de edebî biyografi ya da biyografik roman denir. Biyografik romanlarda kisinin ruhsal ve fiziksel özellikleri, davranislari, duygulari, düsünceleri, tepkileri, tavir alislari, giyinisi gibi pek çok degisik özellikleri ayrintili olarak verilip bir anlamda onun portresi çizilir. Hayati içerisinde canli, yasayan bir kisilik olarak sergilenir. Buna örnek olarak M. Emin Erisirgil'in Mehmet Akif /Islâmci Bir Sairin Romani (1956); Tahir Alangu'nun Ömer Seyfettin (1968) adli eserleri verilebilir. Ayrica Oguz Atay'in Bir Bilim Adaminin Romani (1975) adli romani da bu türün en iyi örneklerindendir. Yazar bu romaninda hocasi Mustafa Inan'i merkez alarak bir dönemin idealist neslinin hayatini yansitmistir.

c. Nekroloji
**en ünlü bir kisinin hemen ölümünden sonraki günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakin çevresinde yer alan kisiler tarafindan onun üstün niteliklerinin, erdemlerinin, çalismalarinin ve diger özelliklerinin ani üslûbuyla anlatildigi yazilara denir. Bu yazilar bir anlamda öleni çok seven birinin agitlari, duygusal, öznel açiklamalaridir. Bu tür yazilara örnek olarak Yahya Kemal'in ölümü dolayisiyla kaleme alinmis su yazilari verebiliriz: Vehbi Cem Askun, "Istanbul Asigini Kaybetti" (Dünya, 5 Kasim 1958); Nimet Behsuz, "Büyük Sairin Arkasindan" (Yeni Gün, 3 Kasim 1958); Cenap Gedikoglu, "Bir Dev Sair Göçtü" (Yeni Gün, 5 Kasim 1958).

Oto-biyografi: Bazi ünlü kisiler hayattayken kendi hayat hikâyelerini yazmislar-dir. Bunlara da oto-biyografi (özyasamöyküsü) denir.

Önceleri biyografiler, genellikle krallarin, büyük din adamlarinin ya da olaganüstü kahramanliklar göstermis ki silerin hayatiyla sinirliydi. Bunlarin biyografilerinde genellikle onlarin gerçek özelliklerinin ve niteliklerinin yaninda efsanevî, menkibevî özellikleri de vurgulanirdi. Kahramanlarin yüceltilmis kisilikleri o topluma bir özgüven asiliyor, ayrica model kisilikleri sunularak onlar gibi olunmasi salik veriliyor ve bazi hikmetli davranislariyla da ibretli dersler verilmesi amaçlaniyordu. Örnegin Tanzimattan önce klâsik Türk edebiyatinda yazilan menakib-nameler, tarikat büyüklerinin kerametlerle dolu olaganüstü hayatlari verilir.

Türk edebiyatinda ilk biyografik eser, Malik Bahsi'nin Feridüddin-i Attar'dan çevirmis oldugu Tezkiretü'l-Evliya'dir.
Daha çok mesleklerine göre düzenlenmis ve birden fazla kisinin biyografisinin yer aldigi tezkire, menakib, vefeyat, devha, sefine, tuhfe, hadika, fihrist, silsilename, sa-irname, gazavatname, sicil gibi adlar altinda birçok eser kaleme alinmistir.

Menakipname ya da velâyetname denilen eserlerde tarikat büyüklerinin, evliyalarin, pir ve seyhlerin olaganüstü halleri, kerâmetleri ve diger kisisel özellikleri anlatilir. Yayimlanmis bazi menakipnamelere su örnekler gösterilebilir: Hacimsultan Velâyetnamesi (Rudolp Tschudi); Haci Bektas Velâyetnamesi (Erich Gross).

Vakayinamelerde de birçok devlet adaminin biyografilerine ait malzemeler bulmak mümkündür.
Suara Tezkireleri: Sairlerin biyografilerine, eserlerine yer veren, siirleri hakkinda degerlendirmelerin bulundugu eserlere suara tezkiresi denir.

Türk sairlerinin biyografilerinin toplandigi ilk Türkçe suara tezkiresi XV. yüz-yilda kaleme alinan Ali Sir Nevayî (ö.1501/907) 'nin Mecâlisü'n-Nefâis (1491/896) adli eseridir.

Tanzimattan günümüze kadar yazilmis biyografilere su örnekleri verebiliriz: Re-caizade Mahmut Ekrem, Kudemadan Birkaç Sair (1885); Muallim Naci, Osmanli Sair-leri (1890); Besir Fuad, Viktor Hugo (1886); Süleyman Nazif, Mehmet Akif (1924); Kenan Akyüz, Tevfik Fikret (1947); Mehmet Kaplan, Namik Kemal Hayati ve Eserleri (1948); Olcay Önertoy, Halit Ziya Usakligil, Romanciligi ve Romanimizdaki Yeri (1965); Birol Emil, Mizanci Murad Bey, Hayati ve Eserleri (1979); Nurullah Çetin, Behçet Necatigil, Hayati, Sanati ve Eserleri (1998).


SAyFa 57:
1. Hiç bir fikir katilmamistir içine nesneldir.Kisiler hakkinda bilgi **rir.
2.Bütün hayati anlatilmistir. Askeri Siyasi,Aile , yazar ve sair hayati ele alinmistir
3.Ailesinin bilgili olmasi erkenden okula baslatmalari, siire olan ilgisi,etrafinda yazmaya müsait konularin çok olmasi.
4.Bir çok kaynaktan yararlanilmis. Hayati anlatilmis. Bu yazilar nesnel oldugundan bilgi ve belgeler kaçinilmazdir.
5.Süphe uyandirdi ve yazar kendi görüslerini katardi insanlarin aklinda bir soru birakirdi yani eger belgelere dayandirilmasaydi.
7. Ayni
SayFa 58
8.Çok önemlidir. Bize bizim degerlerimizi kültürümüzü gösterir.
9.Biyografide ise tarihten izler tasiyan ani ve günlügü yazan olaylari yasayandir.kisilerin hayatlarini anlatir.
10. Ögretici anlatim türüyle yazilmistir.

SayFa 60
Hayatim Metni sorusu:
Ömer Seyfettinde bütün hayati bir baskasi tarafindan yazilmistir bunda ise Hasan Ali Uücel kendisi belirli bir yere kadar yasadigi zamani yazmistir
Anlama ve Yorumlama
1.Kronolojim önemli olaylarim, kisisel özelliklerim , düsünce hayatimi ve ilgi alanlarimi yazardim

Sayfa 61-62-63

1893: Askeri Rüstiye'ye girdi ve Kemal adini aldi.

1895: Selanik Askeri Rüstiyesi'ni bitirdi, Manastir Askeri Idadisi'ne girdi.

1899 Mart 13: Istanbul Harp Okulu Piyade sinifina girdi.

1902: Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çikardi.

1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbasi olarak bitirdi, Sam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayi'nda staj yapmak için atandi.

1906 Ekim: Sam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Sam'da topçu stajini yapti ve Kolagasi oldu

1908 Temmuz 23: Mesrutiyet'in ilan edilmesi için çalismalari.

1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayi olarak çalisti.

1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, Istanbul'a Genelkurmay'a naklen atandi.

1911 Kasim 27: Mustafa Kemal, Binbasiliga yükseldi.

1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldirisini yönetti.

1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Atesemiliterligi'ne atandi.

1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbayliga yükseltildi.

1915 Subat 2: Mustafa Kemal, Tekirdagi'nda 19. Tümeni kurdu.

1915 Subat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidisi.

1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Ariburnu'nda Itilaf Devletleri'ne karsi koydu.

1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albayliga yükselisi.

1915 Agustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanligi'na atandi.

1915 Agustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düsmani geri atti.

1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuggenerallige yükselisi.

1916 Agustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Mus'u düsman elinden kurtardi.

1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açiklayan raporunu yazdi.

1917 Ekim: Mustafa Kemal, Istanbul'a döndü.

1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sinirlarimiz üzerinde düsman saldirilarini durdurdu.

1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasi.

1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'na atanmasi.

1918 Kasim 13: Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'nin kaldirilmasi ve Mustafa Kemal'in Istanbul'a dönüsü.

1919 Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettisligi'ne atanmasi.

1919 Mayis 15: Izmir'e Yunan'lilarin asker çikarmasi.

1919 Mayis 16: Mustafa Kemal, Bandirma vapuruyla Istanbul'dan ayrildi.

1919 Mayis 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çikti.

1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettisi ünvanini aldi.

1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çagirdi.

1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)

1919 Temmuz 23: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Erzurum Kongresi'nin toplanmasi ve bir Temsil Kurulu seçerek dagilmasi. (7 Agustos 1919)

1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Sivas Kongresi'nin toplanmasi ve 11 Eylül'de sona ermesi.

1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayi Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Baskanligi'na saçildi.

1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanmasi.

1919 Kasim 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.

1919 Aralik 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.

1920 Mart 20: Istanbul'un Itilaf Devletleri tarafindan ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girisimi.

1920 Mart 18: Istanbul'da Meclis-i Mebusan'in son toplantisi.

1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafindan Ankara'da üstün yetkiyi tasiyan bir Millet Meclisi toplanmasi hakkinda illere duyuruda bulunulmasi.

1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açti.

1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Baskani seçildi.

1920 Mayis 5: Mustafa Kemal'in baskanliginda ilk Hükümet'in toplantisi.

1920 Mayis 11: Mustafa Kemal, Istanbul Hükümeti tarafindan ölüm cezasina çarptirildi.

1920 Mayis 24: Mustafa Kemal'in cezasi Padisah tarafindan onaylandi.

1920 Agustos 10: Osmanli Imparatorlugu delegeleriyle Itilaf Devletleri arasinda Sevr Antlasmasi'nin imzalanmasi.

1920 Ocak 9 / 10: Birinci Inönü Savasi.

1921 Ocak 20: Ilk Teskilat-i Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.

1921 Mart 30 / Nisan 1: Ikinci Inönü Savasi.

1921 Mayis 10: Mustafa Kemal tarafindan Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulmasi ve Mustafa Kemal'in Grup Baskanligi'na seçilmesi.

1921 Agustos 5: Mustafa Kemal'e Baskumandanlik görevinin verilmesi.

1921 Agustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savasi'nin baslamasi.

1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savasi'nin kazanilmasi.

1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Maresallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanini almasi.

1922 Agustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.

1922 Agustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupinar Baskumandanlik Meydan Savasi'ni kazanmasi.

1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! Ilk hedefiniz Akdeniz'dir, Ileri !" emrini vermesi.

1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun Izmir'e girmesi.

1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in Izmir'e gelisi.

1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasi.

1922 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatin kaldirilmasi.

1922 Kasim 17: Vahdettin'in bir Ingiliz harp gemisiyle Istanbul'dan kaçmasi.

1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanim'la evlenmesi.

1923 Temmuz 24: Lozan Antlasmasi'nin imzalanmasi.

1923 Agustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Firkasi'ni kurmasi.

1923 Agustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Baskanligi'na seçilmesi.

1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.

1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaskani olmasi.

1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeligi kaldirmasi ve ögretimin birlestirilmesi hakkinda açis nutkunu söylemesi.

1924 Mart 3: Hilafetin kaldirilmasi, ögrenimin birlestirilmesi, Ser'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanligiyla), Erkaniharbiyei Umumiye Vekaletinin kaldirilmasi hakkindaki yasalarin Büyük Millet Meclisi'nce kabul edilmesi.

1924 Nisan 20: Türkiye Cumhuriyeti Teskilati Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.

1925 Subat 17: Asarin kaldirilmasi.

1925 Agustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da sapka giymesi.

1925 Kasim 25: Sapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1925 Kasim 30: Tekkelerin kapatilmasi hakkindaki kanunun kabulü.

1925 Aralik 26: Uluslararasi takvim ve saatin kabulü.

1926 Subat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.

1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaskani sifati ile ilk kez Istanbul'a gitmesi.

1927 Ekim 15 / 20: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayi'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.

1927 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1928 Agustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkindaki nutkunu söylemesi.

1928 Kasim 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasi.

1931 Mayis 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Dil Kurumu'nun kurulmasi.

1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yildönümünde tarihi nutkunu söylemesi.

1934 Kasim 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafindan ATATÜRK soyadinin verilmesi kanununun kabul edilmesi.

1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.

1937 Mayis 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve tasinamaz mallarini da Ankara Belediyesi'ne bagislamasi.

1938 Mart 31: Atatürk'ün hastaligi hakkinda Cumhurbaskanligi Genel Sekreterligi'nin ilk resmi duyurusu.

1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazmasi.

1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalik durumu hakkinda günlük resmi duyurularin yayinina baslanmasi.

1938 Kasim 10: Atatürk'ün ölümü. (Persembe, saat: 09.05)

1938 Kasim 11: Istanbul Sehir Meclisi'nin olaganüstü toplanti yapmasi. Saraydaki Cumhurbaskanligi forsunun indirilerek yerine yariya kadar indirilmis Türk Bayragi'nin çekilmesi.

1938 Kasim 12: Atatürk'ün ölümü dolayisiyla, Yüksek Ögretim gençliginin Üniversite Konferans Salonu'nda toplanmasi.

1938 Kasim 13: Gençligin Taksim Cumhuriyet Aniti önünde toplanarak Atatürk'ün kurdugu Cumhuriyet'i koruyacaklarina ant içmeleri.

1938 Kasim 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplanti yapti.

1938 Kasim 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine konulacagi 21 Kasim 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.

1938 Kasim 16: Istanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayi Muayede Salonu'ndaki katafalki önünde sabahin ilk saatlerinden gecenin son saatlerine kadar saygi ve üzüntü içinde son görevlerini yaptilar.

1938 Kasim 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alinan yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz zirhlisina götürüldü.Yavuz zirhlisiyla Izmit'e kadar götürülen tabut, oradan Ankara'ya yolcu edildi.

1938 Kasim 20: Atatürk'ün sevgilinasi Ankara'ya ulasti ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lilar da son görevlerini saygiyla yaptilar.

1938 Kasim 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnografya Müzesi'ndeki Geçici Kabre konulmasi.

1938 Kasim 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açilmasi.

1938 Aralik 26: Atatürk'ün "Ebedi Sef" saniyla anilmasinin kabul edilmesi.

1953 Kasim 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açilmasi.

1953 Kasim 10: Atatürk'ün cenazesinin Anit-Kabir'e nakledilmesi.

BUNLARDAN BIR KAÇINI YAZABILIRSINIZ...

ÖNEMLI OLAYLAR
Dogumu
Savastigi Cepheler
Kahramanliklari
Türkiye Cumhuriyetini Kurmasi
Devrimleri ve Yenilikleri
KISISEL ÖZELLIKLERI
Dürüst
Kisilikli
Önder ve Kahraman Nitelikli
Sadik
Çaliskan
Azimli
Ve Daha Bir Çok sey...
ATATÜRK'ÜN TÜRK MILLETI ÜZERINDE BIRAKTIGI ETKI
Türk milletinin çalisinca herseyi basarabilecegini gösteren Kahramanliklari Anlatilmasi güç olan bir önder olarak zihinlere kazinmistir...

SAYFA 62

13. ETKINLIK

1.Kim Bu?= Sait Faik Abasiyanik
2.Kim Bu?=Faruk Nafiz Çamlibel
3.Kim Bu?=Peyami Safa

BU SAYFADA KI DGER ETKINLIKLER KISISEL...

SAYFA 63
1.BOSLUK DOLDURMA
cvp: otobiyografi
2. Dogru Yanlis
1.y
2.y
3.d
4.d
Test Sorulari
3.E
4.A
5.C

Buda Sayfa 65-81 Arasi Cevaplar

Sayfa 65-69-71-72-73-81
sy:65
HAZIRLIK
1-)Seyahatname:Bir yazarin gezip gördügü yerlerden edindigi bilgi ve izlenimlerini anlattigi eser.
Seyyah:Gezgin,turist

2-)Bu söz insanlarin farkli yerler görüp ögrenme istegini vurgulayan bir sözdür.Insanlar tarih boyunca görmedigi,gitmedigi yerleri hep merak etmis, bu yerler hakkinda bilgi edinmeye çalismistir.

3-)Günümüzde essiz bir bilgi kaynagidir.Daha önce görülmemis yerler hakkinda internetten bilgi alinabilir.Ayrica bu yerler için hazirlanmis dergi,brosür gibi kaynaklardan da bilgi edinilebilir.

4-)Insan merak ettigi için veya daha çok bilgi edinmek istedigi için bir yeri görmek isteyebilir.

5-)Diger insanlara aktarmak,anlatmak için yazilabilir.

6-)Seyahat etmek,insanin farkli kültürleri,farkli cografyalari görmesini,farkli insanlarla tanismasini saglayarak kültür açisindan büyük faydalar saglar,insanin ufkunu açar.

sy:69
1-)Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi ve gözlemlerin anlatildigi yazilara gezi yazisi denir.Gezi yazilarinda yerin tarihi,cografi özellikleri,sosyal,ekonomik,kü ltürel yasantisi;din,ahlak,gelenek ve görenekleri anlatilir.Anlatilanlar mutlaka gerçek olmalidir.Açik,sade,canli bir anlatim yapilmalidir.

2-)Japon halkinin azmi,çaliskanligi,teknolojisi yazarin ilgisini çeken unsurlardir.

3-)Gezi yazilarinda görülen hersey degil sadece yazarin dikkatini çeken kültür ve tabiat zenginlikleri,tarihi özellikler ve yasama biçimi hakkinda bilgi verilir.

5-)Metinde bütünlük paragraflarin birbirine baglanmasiyla saglanmistir.Paragraflarin yapi unsurlari olan cümleler birbirlerine baglanmis,baska konulara atifta bulunarak paragraflar arasinda geçisler saglanilarak bütünlük saglanmistir.

7-)Gezi yazilarinda görülen yerin cografi ve tarihi özellikleri,kültür ve tabiat zengnlikleri,gelenek ve görenekleri hakkinda okuyucuya bilgi verilir.

8-)Göndergesel islevde kullanilmistir.

3.ETKINLIK Sy:69
-Metinde paragraflar,Japonya hakkinda bilgi vermek amaci etrafinda yapi unsurlariyla olusturulmus ve bu amaçla birbirlerine baglanmistir.

7.ETKINLIK Sy:71
-Ses Düsmesi Olan Kelimeler;Kaybetme,Devrilme
-Ses Türemesi Olan Kelimeler;Kapiyorlar,Gitmeye
-Sessiz Benzesmesi Olan Kelimeler;Isçi,Çektikten
-Ses Daralmasi Olan Kelimeler;Ariyorlar,Bitmiyorla r
*Ses daralmasinin sebebi:''Y'' sesinin daraltici etkisi vardir.Bu yüzden ''y'' sesinden önce gelen genis ünlüler bazen daralir.
Ara-yor -> ari-yor
8.ETKINLIK sy:72
Amaç Bakimindan:Anilarda amaç yazarin yasamindaki ilgi çekici olaylari anlatmasidir.Gezi yazilarinda ise gezilip görülen yerleri okuyucuya tanitmaktadir.

Üslup Bakimindan:Iki tür de açik,sade,anlasilir,içten bir anlatimi vardir.

Gözlem Teknigi Bakimindan:Gezi yazilarinda gözlem önemli bir unsurdur.Anilarda ise yazarin kendi yas***** dair izlenimleri önemlidir.

Dilin Islevi Bakimindan:Iki türde de dil göndergesel islevinde kullanilir.

Anlatim Türleri Bakimindan:Her iki türde de öyküleyici,betimleyici,açiklay ici anlatim türleri kullanilir.

10.ETKINLIK sy:72
-Günümüz teknolojileri sayesinde geçmiste uzak olan yerler yakinlasmistir.Insanlar istedikleri yerleri istedikleri zaman gezip görebilmektedirler.

13.ETKINLIK sy:73
-Dünya edebiyatinin en önemli seyahatnameleri arasinda 13. yüzyilda yayimlanmis Marko Polo’nun Uzak Dogu izlenimlerini içeren Seyahatnamesi ve 14. yüzyilda yasamis Arap gezgin Ibni Batuta’nin Islâm dünyasi gezilerini konu edinen Seyahatnamesi yer alir.
Türk edebiyatinin ilk seyahatname eserleri arasinda Farsça yazilan Hoca Giyaseddin Nakkas’in Acâibü’lLetâif adli eseriyle Ali Ekber Hatâî’nin 1515'te yazdigi Hitâînâme adli eseri sayilabilir.
Seydî Ali Reis (ö.1562) Mir’atü’lMemâlik (1557) adli seyahatnamesinde Belücistan, Hindistan, Afganistan, Buhara, Maveraünnehir’le ilgili gözlemlerini ve yasadigi olaylari anlatmistir. III. Sultan Murat (15751575) döneminde Tokatli Ibrahim oglu Ahmet, Acâibnamei Hindistan adli eserinde Kabil, Hindistan, Basra, Yemen, Hicaz izlenimlerini aktarir.
Trabzonlu Mehmet Asik’in (1555?) Menâziru’lAvâlim adindaki eseri de gezi edebiyatinin önemli eserlerindendir.
Türk edebiyatinin en önemli seyahatname eserlerinden biri Evliya Çelebi’nin (16111682) 10 ciltlik seyahatnamesidir. Evliya Çelebi , 40 yillik gezilerinden elde ettigi cografî, etnografik, tarihî, kültürel pek çok bilgiyi akici ve mübalâgali bir üslûpla kaleme almistir.

**çme Ve Degerlendirme sy:73
1-)...göndergesel...
...Evliya Çelebi...
2-)(Y)
(Y)
3-)D
4-)A
5-)C
6-)D
7-)E

**ÇME DEGERLENDIRME sy:81
1.a.göndergesel
b.sohbetin
2.D,Y,D,D
3.A
4.B
5.E

(Sayfa 83-89 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik Çalismalari
1.Gazete:Politika,ekonomi,kültür ve daha baska konularda haber veya bilgi vermek için,yorumlu veya yorumsuz,hergün veya belirli araliklarla çikarilan yayin.
Haber:Bir olay,bir olgu üzerine edinilen bilgi
Sütun:Gazetelerde veya dergilerde sayfanin yukaridan asagiya dogru ayrilmis kismi.
Sürmanset:Gazetenin birinci sayfasindaki logolarin üzerinde kullanilan baslik
Manset:Gazetelerin ilk sayfasinin üst kismina iri puntolarla konulan baslik
Muhabir:Basin ve yayin organlarina haber toplayan,bildiren ve yayan kimse.
Ajans:Haber toplama ve yayma isiyle ugrasan kurulus
Köse yazisi:Fikra
Tekzip:Yalanlama
Asparagas:Uydurma
Sansasyonel:Dikkat çeken,çarpici
2.Bilgi vermektir.En yeni,en dogru haberler okuyucuya veya dinleyiciye aktarmaktir.
3.Insanlar sosyal varliklar oldugu için dünyadan bilgi edinme haber alma ihtiyaci duyarlar.
4.Haber yazilarinin ilgi çekici olmasi lazim.Siradan olaylar haber özelligi tasimaz.
5.Benim en çok cinayet haberleri(3.sayfa haberleri dikkatimi çekiyor)

1.Etkinlik
Haber uçurmak,haber vermek,çocuktan al haberi, dünya yansa haberi olmamak
Sayfa 86
1.*Haber yazilari ilginç,orjinal ve dogru olmalidir.
*saglam ve inandirici kaynaklardan faydalanilmalidir.
*sade,açik bir anlatim yolu benimsenmelidir
*belli bir plan dahilinde yazilmalidir.
2.Dogru olmasini ister.(bence)

4.Etkinlik
Tablodaki herseye isarat koyun
5.Etkinlik
Ne:Mini karaciger
Neden:kök hücreden
Nerede:NewCastle üniversitesinde(ingiltere)
Nasil:kordon kanindan elde edilen kök hücreden
Ne zaman:1 kasim 2006
Kim:ingiliz bilim adamlari
Sayfa 87
3.Sosyal,siyasal,kültürel ve günlük hayatla ilgili bilgi almasini saglar.

7.etkinlik:Bütün gazetelerde spor,ekonomi,siyasal,kültürel ve güncel olaylar olmak üzere çesitli konularda haber yazisi mutlaka bulunur.
9.Etkinlik
Burgazada Çöp Yanginiyla Faciadan Döndü.Cümlesinde ''Döndü''kelimesi kurtulmak,atlatmak anlamindan kullanilmistir.(yan anlamindadir)
*Amaç bilgi vermek oldugundan genelde kelimeler ilk anlaminda kullanilir.
10.Etkinlik
Basit ,anlasilir haber cümleleri kullanilir.Bu özellikle haberin anlasilirligini olumlu yönde etkiler.
4.Açiklayici ve ögretici anlatim türleri kullanilmis
5.Göndergesel islervde
6.Anlatici nesnel anlatim yolunu kullanir.Çünkü amci bilgi vermektir.Kendi duygu ve düsüncelerini katmaz.

Sayfa 88-Anlama Yorumlama
1.Okuyucu açisindan iyi bir yazi özelligi tasimasi için.

Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Ne,nerede,ne zaman,nasil,neden,kimdir.
*resmi,özel,ajans
2.D,D
3.A'dir.
4.B
5.A

Sayfa 91-95 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
hazirlik
1.ilginizi çeken olaylari paylasin.
2.Günd.elik konulari yorumlayan yazi türüdür.Bu yüzden günlük ve geçiçidir.Yani kelebek gibi kisa ömürlüdür.
3.Kalicilik:çabuk unutulmamak,degerini geç yitirmek
Günübirlik:Bütün gün boyunca 1 gün
Güncelligini yitirmek:Günün konusu olmamak,geçmiste kalmis olmak
Suya yazi yazmak:bugünün yazilarinin yarin unutulup gidecegi anlaminda kullanilir
Sorularin cevaplari
1.*okuyucunun ilgisini çekecek günlük olaylar islenir.
*açik,sade,anlasilir bir dil kullanilir
*konular tarafsiz bir sekilde ele alinmalidir.
*samimi ve içtendir.
*yazilanlari inandirma zorunlulugu yoktur.
2.her konuda fikra yazilabilir.Günlük ve ilgi çekici konular seçilirse daga dikkat çeker
3.Unutulmus olan''tesekkür''konusu islenmis.Yazar günlük hayattan ve kendi hayatindan örnekler vermis.
4.Dokunakli bir sonuca baglanarak okuyucunun düsünmesi amaçlanmistir.
5.Yapmadim
6.Kanitlama yoluna gitmemis örneklerle açiklamistir.
7.Göndergesel islevde kullanilmistir.
8.Cebe indirmek-Cebe almak
Nezaketle vücudunu kirmak-Egilmek
5.Etkinlik
hepsini isaretleyin
*Akcilik,duruluk,açiklik fikranin anlasilmasini mkolaylastirir.
7.Etkinlik
Birçok sikayetleri ile baslayan cümlede bir çok sikayet olacak..Zaten bir çok çogulluk anlami katiyor
8.Etkinlik
Sözlü anlatim ürünü olan fikralar nükteli,gülünç hikayelerdir.Bunlar olaylari gülünç,sakali anlatarak insanlari düsündürmeyi amaçlar.Gazetede yayimlanan fikralar ise günlük olaylari ciddi yazilardir...

**çme ve degerlendirme
1.gazetelerde
güncel
2.D,Y,D
3.C
4.E
5.C

(sayfa 97-105 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik Çalismalari
1.kisiden kisiye degisir.
2.Denemeler insanlarin herhangi bir konu üzerinde kesin yargilara varmadan görüs ve düsüncelerini ortaya koyduklari fikir yazilaridir.Nurullah Ataç'in ''ben ülkesi''derken denemelerin yazarin kendi özel görüs ve düsüncelerins belirtmesini kastetmistir.
3.Bir yazinin okunmasi için ilgi çekici olmasi gereklidir.
sayfa 93
1.*yazar kendine ilginç gelen konulari ele alir.
*konular yüzeysel degil,derinlemesine ele alinir.
*Islenen konu üzerindeki düsüncelere yazar kendi yorumunuda katar
*Ciddi bir anlatim vardir
*Dil göndergesel islevde kullanilir.
Sayfa 102
5.Etkinlik
Konularina Göre Denemeler
Kisisel duyarlilik ve dikkati konu alan denemeler
Görgü ve pazarciliktir(kitaptaki deneme örnekleri)
Özellikleri:günlük hayatla ilgili konularda kisisel duyarlilik ve dikkat konu edinilir
Ögretici-Elestirel denemeler
Ruh ve beden(kitaptaki deneme örnegi)
Özellikleri
Daha çok egitici ve ögretici bir rol üstlenen denemelerdir
Sosyal ve Felsefi Konulrda Bireysel Düsünceyi ifade eden Denemeler
Bilgi ve düsünce(kitaptaki deneme örnegi)
Sosyal ve Felsefi konulari isleyen denemelerdir.
6.Etkinlik.Tüm kutucuklara isaret koyun.
NOT:Deneme yazmak için derin bir kültür birikimine sahip olunmasi gerekir.bu yüzden denemelerde bazi anlasilmayan kelimeler olabilir.Ama bu kelimeler anlasilmayi ve akiciligi pek etkilemez
Sayfa 103
soru 2:Açiklayici,kanitlayici ve ögretici anlatim türleri kullanilmistir.
soru 3:göndergesel islevde kullanilmistir
8.Etkinlik
Sohbet
Dil:samimi ve içtendir.Nükteli anlatim vardir.
Deneme
dil:Ciddidir.Nükteli anlatima yer verilmez.
Sohbet
tema:güncel
Deneme
tema:ilgi çekici
Sohbet
Söyleyis-üslüp:içtenlik vardir.
Deneme
Söyleyis üslüp:duygudan çok düsünce vardir
9.Etkinlik
Büyük-küçük,içeri-disari gibi zit anlamli sözcükler kullanilmistir.Bu sözcükler karsit durumlari ortaya koymak amaciyla kullanilmistir.Yazar karsitliklardan yararlanarak asil anlatmak istedigi düsünceyi ortaya koymustur.
10.Etkinlik
Metinde ''gözüne almak''deyimi yanlis kullanilmistir.''göze almak'' sekliyle düzeltilebilir.
Anlama Yorumlama
1.Deneme yazarlari engin kültür birikimleri ve genis düsünce dünyalari ile okuyuculara faydali olurlar.Ele aldiklari konularda düsüncelerini ortaya koyar ve okuyucularina bir düsünce kapisi açarlar.
2.Insan hayal ve kültür dünyasini gelistirir.Kisinin farkli fikirlere açik olmasini ve saygi duymasini saglar.
Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Düsünce
2.D,Y,D
3.D
4.C
5.E
6.A

(Sayfa 107-115 Arasi)

--------------------------------------------------------------------------------
Hazirlik
soru 1:Gözlem:bir eseri yazmaya baslamadan önce gerekli,bilgi,deney,inceleme,v e arastirma yapma isi
Tarafsizlik:yansizlik,tarafsiz olma durumu
ispat:kanitlamak,gerçek yönünü ortaya çikarmak
Nesnellik:taraf tutmadan yapilan inceleme,objektiflik
Bilimsellik:bilimle ilgili,bilime dayali
Didaktik:ögretici
Basyazi:dergi ve gazetelerin ilk sayfalarindaki makale
Basyazar:basmakale yazari
2.belgelerle açiklanir.Kanitlar gösterilir.
Sayfa 109 sorularin cevaplari
1.*Makaleler herhangi bir konuda bilgi vermek ,bir konuyu veya düsünceyi açiklamak,ispatlamak amaciyla yazilir
2.Çevre kirliliginin dünyamiz için olusturdugu tehtide dikkat çekmek ve bu konuda görüslerini belirtmek
3.Gerekli kültür ve bilgi birkimine sahip okuyucuya hitap eder
4.Konu toplumun büyük bir kesmini ilgilendirecek nitelikte olmalidir.
*kanitlar inandirici olmalidir.
*anlatim açik,sade,anlasilir olmalidir.
*Konu tarafsiz bir sekilde ortaya konmalidir
5.haber yazilarinda sadece haber vardir,makalelerde düsünce ve yorum vardir.Gazete haberleri günlük oldugu halde makalelerde günlük düsüncelerden çok uzun ömürlü düsünceler yer alir
6.çevre kirliliginin yol açtigi zararlardan bahsedilerek örnekler verilmis.sonra alinabilcek önlemlerden bahsedilmistir
7.Çevre kirliliginin zararlari düsüncesi,çevre kirliliginin yol açtigi afetler,küresel isinma ve bozulan ekolojik sistem yardimci düsüncelerle iliskilendirilerek birbirine baglanmistir
8.Yok
9.islenecek konunun ortaya konmasiyla baslamis,örneklerle devam etmis ve bir fikre baglanarak sonuçlandirilmistir
10.Göndergesel islevde
4.Etkinlik
ögretici,açiklayici,kanitlayic i anlatim türleri kullanilmistir.okuyucuya çevre kirliliginin neden ve sonuçlarini açiklamak,ögretmek ve kanitlamak amaciyla bu anlatim türleri kullanilmistir.
12.EtkinlikMetinde görev alan kelimeler,kelime gruplari ve cümleler yapiyi olusturan ögelerdir.Kelime gruplari ve cümleler anlam ve sekil bakimindan birbirine baglanarak makalede verilmek istenen düsünceyi ortaya koyar.
Anlama Ve Yorumlama
1.Okuyucularin makalede islenen konu hakkinda bilgi edinmesini,onlarin dünyasinda yeni ufuklarin açilmasini saglar.
2.Makaleler düsünce yazilaridir.Dolayisiyla yazarin düsüncelerini yansitan yazilardir.Yani yazarin düsüncelerini yansitarak ayna görevi görür.

Ö.lçme Ve Degerlendirme
1.Düsünce
gazete ve dergilerde