Cuma, Ocak 12, 2007

BELİRTEÇLER

Tanımı

Eylemlerin, eylemsilerin, nitemlerin ya da kendi türünden olan sözcüklerin anlamlarını türlü yönlerden (yer-yön, zaman, durum, azlık-çokluk, soru) etkileyen; onları belirten, sözcüklere belirteç denir.

Özellikleri

Belirteçler, nitemler gibi addır. Belirteçlikleri tümcede belli olur.

Tümcede genellikle belirteç tümleci olarak kullanılır.

Çekimsiz sözcüklerdir. Ad çekim eki (durum, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar. Ad olarak kullanılabilenler bu görevde iken bu ekleri alabilirler.

Belirteçlerin birçoğu nitem ya da ad olarak da kullanılabildiği için nitemlerin ve belirteçlerin tanımı ve özellikleri iyi bilinerek bu ayrım ortaya konmalıdır. Nitem addan önce gelerek onu niteler veya belirtir. Belirteç addan önce gelmez.

Örnekler

Bugün çok yürüdüm. (eylemden önce)
Buraya yarın gelecekler. (eylemden önce)
İki eski dost akşama kadar sohbet etti. (eylemden önce)
Yarın da bayağı çok yürüyeceğiz. (belireçten önce, eylemden önce)
En güzel sen konuştun. (belirteçten önce, eylemden önce)
En doğru kararı vermeliyiz. (nitemden önce)
Çok hararetli tartışmalar oldu. (nitemden önce)
Dün hava daha soğuktu. (adlaşmış nitemden önce)
Mevsimlerin en güzeli ilkbahardır. (adlaşmış nitemden önce)
Dargın durarak bir şey kazanamazsın. (eylemsiden önce)


A. Görev ve Anlam Bakımından BELİRTEÇLER


1. Durum BELİRTEÇLERİ

Tanımı

Durum ve tavırları anlatıma alan belirteçlerdir.

Özellikleri ve Örnekler

Eylemin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu; kimileyin de belirteçlerin durumunu gösterir. Bu belirteçler de kendi içinde sınıflandırılabilir:
BAĞLAÇLAR

Tanım

Tek başına anlamı olmayan, anlamca birbiriyle ilgili tümceleri veya tümcede görevdeş sözcük ve söz öbeklerini bağlamaya yarayan sözcüklere bağlaç denir..

açıkçası
ama
ancak
bile
çünkü
dahi
dE
dE.....dE
demek ki
fakat
gene
gerek...gerek(se)
ha........ha
hâlbuki
hatta
hele
hem
hem de
hem.....hem (de)
ile
ise
ister.....ister(se)
kâh..........kâh
kısacası
ki
lâkin
madem(ki)
nasıl ki
ne var ki
ne yazık ki
ne......ne (de)
nitekim
oysa
oysaki
öyle ki
öyleyse
üstelik
ve
veya
veyahut
ya da
ya....ya (da)
yahut
yalnız
yeter ki
yine
yoksa
zira


Özellikleri
İlgeçlerden ayrılan yanı, var olan anlam ilgilerine dayanarak bağ kurmasıdır. İlgeçler ise yeni anlam ilgileri kurarlar.

Bağlaçların yerine durakama imleri kullanılabilir.

Bağlaçlar tümceden çıkarılınca anlam bozulmaz, ama daralabilir. Bağlaçlar (ile dşında) önceki ve sonraki sözcükten ayrı yazılır. Bitişik yazılanlar bağlaç değil, ektir.

Eve gittim, fakat onu bulamadım. (bağlaç)
Konuşmak üzere ayağa kalktı. (ilgeç)
Sözlüden yine zayıf almış. (belirteç)
Ben de seninle geleceğim. (bağlaç)
Evde rahat çalışamadı. (çekim eki)
Sözde Ermeni soy kırımı (yapım eki)
Sen ki hep çalışmamı isterdin... (bağlaç)
Seninki de lâf işte... (çekim eki)
Evdeki hesap (yapım eki)


BAĞLAÇ ÇEŞİTLERİ

a. Sıralama Bağlaçları

“ve”

Tümceleri, anlam ve görev bakımından benzer veya aynı olan sözcükleri, sözleri ve öğeleri birbirine bağlar.

Duygu ve düşünce bir olmalıdır. özneleri
Köyünü, yaşlı dedesini ve ninesini özlemişti. nesneleri
Şiir ve roman okuma alışkanlığı edinin. nesneleri
Bana baktı ve güldü. tümceleri
Anlatılanları dinliyor ve çocuğa hak veriyordu. tümceleri
Aylarca ve yıllarca sustu. benzer sözükleri
Binlerce yerli ve yabancı turist geldi. nitemleri

“ve” bağlacı yerine virgül veya “-İp”, “-ErEk” ulaç ekleri de kullanılabilir:

Masaya yaklaştı ve kitabı aldı.
Masaya yaklaştı, kitabı aldı.
Masaya yaklaşıp kitabı aldı.
Masaya yaklaşarak kitabı aldı.

İlgi: “ve” bağlacından önce noktalama işareti kullanılmaz, bu bağlaçla tümce başlamaz. Çağdaş şiirde söze etki ve çekicilik katmak için kullanılmaktadır, ama doğru değildir.
“ve” bağlacı yerine & işaretini kullanmak son derece yozlaştırıcıdır.

“ile, -LE”

“ve” ile görevleri aynı olmasına karşın sürekli birbirinin yerine kullanılamazlar. “ile”nin kullanım alanı daha dardır.
“ile” tümceleri birbirine bağlamaz; yalnızca aynı görevdeki sözcükleri bağlar.

Duygu ile düşünce bir olmalıdır.
Yaşlı dedesi ile ninesini özlemişti.
Edebiyatımızda en çok eser verilen türler şiir ile romandır

İlgi: İlgeç olarak kullanılan ve belirteç yapan “ile”den farklıdır.

Mehmet ile Ali sinemaya gittiler. (bağlaç)
Mehmet, Ali’yle sinemaya gitti. (ilgeç)
Mehmet heyecanla yerinden kalktı. (ilgeç)


b. Eşdeğerlik Bağlaçları

“ya da, veya, yahut, veyahut”

Aynı değerde olup da birinin tercih edilmesi gereken iki seçenek arasında kullanılırlar.

Biriniz gideceksiniz: Sen ya da kardeşin.
Bisiklet veya motosiklet alacağım.
Sen, ben veya başkası...
Sen olmasan yahut (veyahut) seni görmesem dayanamam.


c. Karşılaştırma Bağlaçları

“ya....ya”

İki seçenek sunulduğunda kullanılır.
Bunlar birbirinin karşıtı olabilir
Biri yapılmadığında diğerinin yapılması gerekebilir.
Ya beni de götür ya sen de gitme.
Ya gel ya gelme.
Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin[1]
“hem.....hem (de)”

Her ikisi de geçerli olan iki durumu anlatır. Bunlar karşıtı da olabilir, eşdeğer da.

Hem çalışmıyor hem (de) yakınıyorsun.
Hem kitap okuyor hem de müzik dinliyor. Aynı anda

“ne......ne (de)”

Aynı görevdeki sözcükleri, sözcük öbeklerini ve öğeleri birbirine bağlar.

Ne şiş yansın ne kebap. özneleri
Gönül ne kahve ister ne kahvehane. nesneleri
Ne İzmir’e gitmiş ve Bursa’ya. dolaylı tümleçleri

Tümceleri de birbirine bağlar:
Üç yıldır ne bir telefon açtı, ne de bir mektup yazdı.
Onu ne gördüm ne de tanıdım.
Ne aradı ne (de) sordu.
Ne kızı verir, ne de dünürü küstürür.

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur.

Tümceleri -yapı bakımından olumlu olanları- olumsuz yapar. Yüklem olumlu durumdadır.

Ne kendi rahatsız oldu ne de halkı huzursuz etti. (kendisi rahatsız olmadı, halkı da huzursuz etmedi)
Yüklem olumsuz çekimlenirse anlatım bozukluğu meydana gelir.

Ne çay ne kahve içmedi.→ “Ne çay içti ne kahve” olmalıydı.
Karşıt anlamlı iki nitemle kullanılarak onların arasında bir durum aktarır.

Dışarıdaki hava ne soğuk ne sıcak.
Yaptığı işe ne kolay ne de zor denebilir.

İlgi: “Ne zor, ne acı günler yaşadık” örneğinde “ne zor” ve “ne acı” sözleri ayrı ayrı da (biri olmadan) kullanılabileceği için buradaki “ne”ler bağlaç oluşturmaz.

“dE....dE, gerek......gerek, olsun.....olsun, kâh......kâh, ha......ha”

Öğeleri ya da tümceleri birbirine bağlarlar.

Öğretmeni de arkadaşları da onu çok merak ettiler. özneleri bağlamış.
Annesini de babasına da özlemişti. nesneleri bağlamış.
Tatil boyunca dinlenmiş de gezmiş de. yüklemleri bağlamış.
İzmir’e de Aydın’a da uğrayacağız. dolaylı tümleçleri
Fizikten de anlamam kimyadan da.
Gerek sen gerek(se) o, güzel çalıştınız.
Gerek baba gerek anne tarafından bir akrabalıkları yok.
Ali olsun, Ahmet olsun, ikisi de çalışkan ve zekîdirler.
Kâh yıkılıyor, kâh kalkıyor, ama yılmıyor.
Ha Ali ha Veli, ne fark eder?


d. KarşItlIk BağlaçlarI

“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki”

“ama, fakat, lâkin” aynı anlamlı bağlaçlardır. “yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” de bunlara yakın bağlaçlardır.

“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık ki” bağlaçları, aralarında karşıtlık bulunan iki ayrı anlamı, tümceyi birbirine bağlar.

Çok tembeldi, ama başarılı oldu.
Yemek az, ama doyurucu.
Yerinde ve zamanında konuşmaya dikkat ediyorum, ama bazen yanlış anlaşılıyorum.
Hızlı yürüdü, ancak yetişemedi.
Bu işe başlıyorum, ancak bugün bitiremem.
Hava nemliydi, fakat yağmur yağmıyordu.
Altmış yaşında, kır saçlı; fakat dinç bir adam bağırdı.
Bunları götür, yalnız diğerlerini getirmeyi unutma.

İlgi: Bir tümce bu bağlaçlardan biriyle başlayabilir. Bu durumda bu bağlaçlar iki bağımsız tümceyi birbirine bağlamış olur..

... Ne var ki sanatçıyı bu yüzden eleştirmek doğru olmaz.

“ne yazık ki” bağlacı çok kötü ve acı sonları bildirir.

İnsanlara hep vefa gösterdi; ne yazık ki kendisi onlardan vefa görmedi.

“ne var ki” bağlacı çaresizlik ifade eder.

En yüce duyguların tohumları ekildi; ne var ki dünya, insanları kendisine benzetmişti.

“ama, fakat, lâkin, yalnız, ancak”, neden, koşul, uyarma bildirir

Arkadaşının kalbini kırdı, ama çok pişman oldu.
Bizimle gelmene izin veririz, ama yolda fazla soru sormayacaksın.

Yalnzca “ama” bağlacı pekiştirme anlamı katar.

Güzel, ama çok güzel eserler bırakmış atalarımız.

Yine yalnızca “ama”, tümce sonunda, ilgi çekmek için kullanılır.

Bak kızarım ama!
Böyle söylersen darılırım ama!

“hiç olmazsa” ve “hiç değilse”

Çarşıdan elimiz boş döndük. Hiç olmazsa iki kaset alsaydık.

“oysa, oysaki, hâlbuki”

Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki tümceyi “tersine olarak, -dİğİ hâlde” anlamlarıyla birbirine bağlar.

Onu özledim, oysa gideli çok olmadı.
Gelemeyeceğini söyledi, hâlbuki vakti vardı.

İlgi: Bu bağlaçlar anlam bakımından karşıt olmayan tümceler arasında kullanılırsa anlatım bozukluğuna yol açar.

Her zaman birinciydi, oysa çok çalışırdı. (anlatım bozuk)


e. Gerekçe Bağlaçları

“çünkü”
“Şundan dolayı, şu sebeple” anlamlarına gelir.
Neden bildirir.
Eve gittim, çünkü babam çağırmıştı.
Otobüse yetişemedik; çünkü evden geç çıkmıştık.

“madem(ki)”
Madem gelecektin, haber verseydin.

“zira”
“çünkü” anlamında kullanılır.
Allah'a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir

“yoksa”
Ver diyorum, yoksa yersin dayağı.

“nasıl ki”
Acele etmez, ağırdan alır; nasıl ki bu akşam ağırdan alıyor.

“değil mi ki”


f. Özetleme Bağlaçları

“kısacası, demek ki, açıkçası, öyleyse, yani, özetle, o hâlde, anlaşılıyor ki”
... Kısacası kendimizi toparlamalıyız.
... Demek ki ülkemiz bunlardan dolayı gelişmiyor.
... Açıkçası bu işi istemiyorum.
... Öyleyse gidelim arkadaşlar.


g. Pekİştİrme BağlaçlarI

“bile, dE, hem de, dahi, üstelik, hatta, ayrıca, bundan başka”

Bu bağlaçlardan bazıları bazı durumlarda birbirlerinin yerine kullanılabilirler.

“bile” kullanılan bir tümce daha önce kullanılmış bir tümcenin ya ardılıdır ya da ardılı gibi görünür.

Bunu sen bile başarabilirsin.
Bağırsan bile duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden bile kalkmamış.
Hatta parasını bile ödemişti. / Hatta parasını ödemişti bile.
Çölde suyun bir damlası bile değerlidir.

“bile” yerine “de” veya “dahi” de kullanılabilir.

Bunu sen de başarabilirsin.
Bağırsan da duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden dahi kalkmamış.
Hatta parasını dahi ödemişti. / Hatta parasını ödemişti dahi.
Çölde suyun bir damlası dahi değerlidir.

“hatta, hem de, ayrıca, üstelik”

Belle, kazmayla, hatta elleriyle kazıdılar.
Gördüm, hatta konuştum da.
Konuşmuyor; üstelik gülmüyor da.
Çalışıyor, hem de sabahtan akşama kadar.


h. “de, kİ, İse” bağlaçları

“dE”

birlikte olduğu szcükten ayrı ve de, da biçiminde yazılır; bitiştirilmez, te, ta olmaz. “ya” ile birlikte kullanıldığında da ayrı yazılır: “ya da”
Sözcüğün son seslemine kalınlık-incelik bakımından uyar.

Genellikle “dahi, bile, üstelik, hatta” bağlaçlarıyla özdeştir.

Bu soruyu Ali de bildi dahi, bile
Artık gönlümü alsa da önemi yok. dahi, bile
Tümceleri, aynı görevdeki sözcükleri ve sözleri birbirine bağlar ve değişik anlamlar katar:

Sorsan da söylemem asla

Erzakını hazırla da pikniğe gidelim.
Tümceleri bağlamış, burada pikniğe gitmek için erzak hazırlama koşulu var.

Biraz müsaade etsen de işime baksam rica, istek, yalvarma
Büyüyecek de bana bakacak. Küçümseme, alay
Çalışıp da kazanacaksın. şart
Dün bizi bekletti de gelmedi. yakınma
Çalışayım da gör neler yapacağımı. övünme
Düzenli çalıştı da başarılı oldu. için, neden-sonuç
Koşsan da yetişemezsin. değişmezlik

Bütün yıl okumamış da şimdi kitap kurdu oluverdi.
Karşıt anlamlı tümceler arasına girmiş.

Yinelenen sözcüklerin arasına girerek anlamı güçlendirir:

Ev de ev olsa bari küçümseme
Çalış da çalış... abartma

“ama” bağlacının yerine kullanılabilir; tümceleri ve öğeleri birbirine bağlayabilir:

Hızlı hızlı koştu da yetişemedi. cümleleri bağlamış

İlgeçten, bağlaç ve belirteçten sonra gelerek anlamı pekiştirebilir:

O kadar da soğuk değil.
Böyle davranmanız hiç de iyi olmadı.

“ki”

Sadece “ki” biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki sözcüklerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe tümce yapısına aykırı olarak kullanılır.

Anlam bakımından birbiriyle ilgili tümceleri birbirine bağlar.

Bir şey biliyor ki konuşuyor. (sebep-sonuç)
Baktım ki gitmiş. (şaşkınlık)
Ancak ne yazık ki böyle olmadı.

Birisinden alıntı yapıldığında kullanılır.

Atatürk diyor ki: ... (açıklama)

Özneyle veya tümleçlerle ilgili açıklama yapıldığında kullanılır. Bazen “ki” ile başlayan bu açıklama iki kısa çizgi arasında verilir.

Ben ki hep sizin için çalıştım. (pekiştirme)
Siz ki beni tanırsınız, neden böyle düşünüyorsunuz?
O yerden -ki herkes kaçar- sen de kaç.

”ki” kullanılan bazı tümcelerin “ki”den sonraki kısmı söylenmez.

Sınavı kazanabilir miyim ki... (kuşku)
Bu adama güvenilmez ki! (yakınma)
Acaba çocuğa kızarlar mı ki? (endişe)

Yinelenen sözcükler arasında kullanılır.

Adam belâ ki ne belâ...

Abartma anlamı katar.

Bugün öyle yorgunum ki...

Bu bağlaç birkaç örnekte kalıplaşarak bitişik yazılmaktadır.

Belki, çünkü (burada ünlü uyumuna girmiş), hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.


“ise”

Karşılaştırma ilgisi kurar, karşıtlığı güçlendirir.

Yağmur yağıyor, evim ise çok uzakta. (bağlaç)
Adam konuşuyor, çocuksa hep susuyordu. (bağlaç)

Ek-eylemin koşul çekimiyle karıştırılabilir.

Çocuk başarılıysa sınıfını geçer. (ek-eylemin koşulu )


YAPI BAKIMINDAN BAĞLAÇLAR

1. Basit Bağlaçlar

Ek almamış (kök durumunda) belirteçlerdir. ve, ile, de, fakat, eğer...

2. Türemiş Bağlaçlar

Yapım eki almış belirteçlerdir. kısaca, yalnız, üstelik...

3. Birleşik Bağlaçlar

Birden çok sözcükten oluşurlar ve bitişik yazılırlar. yoksa, hâlbuki...

4. Öbekleşmiş Bağlaçlar

Birden çok sözcükten oluşur ve ayrı yazılırlar. ya da, ne var ki, hem de...